Tapu dışı satışın geçerli olabilmesi için, tapulama tesbitinden önce yapılmış olmasının, taşınmaz malın zilyet tarafından kayıt malikinden, mirasçılardan veya mümessillerinden iktisap edilmesinin gerekeceği, ayrıca satışla tesbit tarihi arasında en az 10 yıl çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olunmasının ve zilyetliğin devredilmesinin ve satış, tutanağın düzenlendiği tarihe kadar bozulmamış olmasının gerekeceği-
Davanın "hile" hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davası olduğu; taşınmazın davalı tarafından diğer davalıya danışıklı olarak temlik edildiğinin ileri sürüldüğü, hile olgusunun saptanması halinde, taşınmazın davalı tarafından diğer davalıya danışıklı olarak devredilip edilmediğinin değerlendirilerek bir karar verilmesinin gerekeceği-
Tapulu taşınmazın harici satışına değer verilemeyeceği ve mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmeyeceği, ancak tapulu taşınmazın haricen satılması ve alıcısına teslim edilmesi (zilyetliğinin devredilmesi) halinde satın alan kişi yönünden kişisel hak sağlayacağı, Türk Medeni Kanunu'nun 994. maddesi hükmü uyarınca harici satış bedeli kendisine ödeninceye kadar taşınmazı alıkoyma hakkına (hapis hakkına) sahip olacağı-
Haricen düzenlenen ve bu nedenle geçersiz olan taşınmaz satışı ya da taşınmaz satış vaadi senetlerine dayanılarak ödenmiş olan paranın geri alınması için ilamsız icra yoluna başvurulamayacağı-
Zamanaşımının alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden “dava edilebilme” niteliğinden yoksun kalınmasını ifade ettiği- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olmasının, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmadığı, bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerektiği- Eser sözleşmesinin yüklenicinin bir eser meydana getirmesi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak nitelendirildiği- Taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin geçerli olmasının resmî şekilde düzenlenmiş bulunmalarına bağlı olduğu, bu nedenle taşınmazların harici, başka bir deyişle resmî şekle uyulmaksızın satışının geçersiz olup bu şekilde yapılmayan sözleşmelerin mülkiyetin nakli sonucunu doğurmadığı- Geçersiz sözleşmelerde taraflar sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde verdiklerini iade ile yükümlü iseler de, harici taşınmaz satış sözleşmelerinde satıcının kararlaştırılan şekilde tapuda ferağ vermeye yanaşmayıp ifayı da imkânsız hale sokacak şekilde taşınmazı üçüncü kişiye devretmesi halinde alıcının ferağ ümidinin son bulduğu tarihten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde sözleşme bedelinin iadesini isteyebileceği-
Hükmüne uyulan bozma ilamında davacının dava konusu ettiği payı yönünden davanın HMK 150. maddesi (HUMK 409. maddesi) gereğince işlemden kaldırılmasına ve sonuçta da açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği belirtildiği halde mahkemece dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmeksizin doğrudan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hile hukuksal sebebine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, hile iddialarının hileyi öğrenme tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ileri sürülmesinin zorunlu olup, hak düşürücü süre niteliğinde olan bu sürenin hakim tarafından re'sen gözetileceği-
Tapulu taşınmazların mülkiyetinin naklinin 4721 sayılı TMK. mad. 706, 6098 sayılı TBK. mad. 237 ve 2644 sayılı Tapu Kanunu mad. 26 hükümleri uyarınca resmi şekle bağlı olduğu, harici satışların mülkiyetin nakli yönünden geçersiz bulunduğu ancak geçersiz sözleşmeye göre kayıt malikine bir bedel ödenmiş ise, ödeyen yararına hapis hakkı tanınması olanağı doğacağının 10.7.1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında vurgulandığı, taşınmazı haricen temlik eden kişinin aldığı satış bedelini karşı tarafa ödemedikçe haricen satın alan kişinin taşınmazı terk etmesini isteyemeyeceğinin vurgulandığı- İyiniyetli zilyedin geri vermeyi isteyen kimseden şey için yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri tazmin etmesini isteyebileceği ve bu tazminat ödeninceye kadar şeyi geri vermekten kaçınabileceği- Davalı vekilinin davada yasal şartlar oluşmadığından bahisle davanın reddini talep etmesinin ve taşınmazın rayiç bedelinin ya da güncelleştirilmiş bedelinin kendilerine ödenmesi yönünde bir taleplerinin olmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte güncelleştirme ile ilgili bilirkişi raporunun yetersiz olup değerin düşük hesaplandığını belirtmesinin hapis hakkından vazgeçtikleri anlamını taşımadığı, davanın tümden reddini talep ettiklerini vurgulamak amacıyla yapılmış bir beyan olduğunu kabul etmek gerekeceği-
Davacının dava dilekçesi ve oturumdaki beyanları ile dosyada mevcut harici satış senetlerinde dava konusu taşınmaz üzerinde TMK.nun 713/1 maddesi ve 3402 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde düzenlenmiş olan yirmi yıl aralıksız ve çekişmesiz kazanmayı sağlayan zilyetlik koşulu gerçekleşmediği gibi alıcıların dava konusu taşınmazı mevki ve sınırları itibariyle uyan 29.12.1997 tarihli harici satış senedin alıcıları ve davacının oğullarının taşınmazı davacıya devrettikleri veya babaları adına vekaleten taşınmazı aldıkları konusunda bilgi ve belge mevcut olmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, böyle bir durumda davacının TMK.nun 996. maddesi uyarınca satıcı ile alıcıların eklemeli zilyetliklerinden yararlanması olanağının bulunmadığı, bundan ayrı bağımsız zilyetliğinin de 20 yıla ulaşmadığı-
Medeni Kanunun 706. Borçlar Kanununun 213 ve 238. maddeleri gereğince tapulu taşınmazların temlikinin genel kural gereği resmî şekil-de yapılması zorunlu ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b. maddesinin bu kuralın istisnasını oluşturduğu (Kural olarak tapu dışı satımlar geçersiz (MK.705) ise de, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde tapu dışı satıma geçerlilik tanınabileceği) -

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.