Borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla, üçüncü kişilerle yaptığı muvazaalı işlemlerin, iyiniyetli alacaklıların haklarını ihlal etmeyeceği (onlara karşı hüküm ifade etmeyeceği)-
- 17. HD. 21.03.2013 T. 1195/3873
- 17. HD. 12.03.2013 T. 16429/3243
- 17. HD. 04.02.2013 T. 4659/966
- 17. HD. 11.06.2012 T. 3688/7584
- 17. HD. 27.02.2012 T. 13095/2178
- 17. HD. 20.02.2012 T. 4/1817
- 17. HD. 19.09.2011 T. 1995/7691
- 17. HD. 07.06.2011 T. 510/5842
- 17. HD. 02.06.2011 T. 1432/5590
- 17. HD. 29.03.2011 T. 9942/2811
- 17. HD. 07.12.2010 T. 11014/10704
TBK'nun 19. maddesine dayalı davada, dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden harç ve avukat ücretine hükmedilmesi gerektiği- Mahkemece aynı bilirkişiden taşınmazın dava tarihindeki değeri konusunda ek rapor alınarak bu değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşif tarihindeki değer üzerinden harç ve vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, taraflar arasındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, cari hesap ilişkisi bulunup bulunmadığı, tarafların alacak ve borç durumları hususunda rapor alınarak borcun doğumunun saptanmasının, takip konusu borcun iptali istenen tasarruftan sonra doğduğunun belirlenmesi halinde davanın önkoşul yokluğundan reddine, ticari ilişki ve borcun tasarruf tarihinde önce doğduğunun belirlenmesi halinde ise mevcut delillere göre diğer iptal koşulları yönünden dosyanın incelenmesinin ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Borçlunun eşi ile oğlunun işlemde bulunduğu dördüncü kişilerin borçlu ve diğer davalılarla aynı yerde oturuyor olmaları halinde alacaklının borçluya ait işyerinde kaza geçirdiğini ve borçlunun durumunu bilebilecek durumda olmaları nedeniyle İİK. 280 uyarınca davaya konu tüm tasarrufların iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Zamanaşımına uğramış çekler nedeniyle ilamsız icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında, dava konusu çeklerde ciro silsilesine bakıldığında, çeklerin davalı borçlu tarafından ciro edilmek suretiyle davacıya devredildiği, bu nedenle davacı ve davalı arasında temel ilişki bulunduğu ve davacının da dilekçesinde temel ilişkiye dayandığını belirttiği anlaşılmakta olup, zamanaşımına uğrayan çek, "yazılı delil başlangıcı" teşkil edeceğinden, davacının, alacağını tanık dahil her türlü delil ile ispatlayabileceği, davacının alacakla ilgili delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği- Kural olarak lehtar konumunda olan davacı-alacaklının temel ilişkinin varlığını kanıtlaması gerektiği- Davalı-borçlu, temel satış ilişkisinin varlığını kabul ederek "satışın peşin satış olmadığını, malların teslim edilmediğini" savunduğundan, ispat yükünün davalı tarafa geçtiği ve davalının "malların teslim edilmediğini" kanıtlamak zorunda olduğu- Çeklerin de davalı defterinde kayıtlı olduğu gözetilerek itirazın iptali davasında bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının davası yönünden borcun doğumunun tasarruf tarihinden sonra olduğu, ancak uygulamada daha önceki tarihli ticari veya hukuki bir ilişki nedeniyle ileri tarihli çek veya bonoların düzenlendiği , bu durumda öncelikle davacıdan dayandığı çeklerin keşide edilmesine neden olan İlişkinin hangi tarihte doğdu yönünde delillerinin sorulması, aynı şekilde davalı taraftan da delillerinin istenilmesi ve borcun hangi tarihte doğduğunun belirlenmesi, taşınmazı elinde bulunduran davalının borçlu davalının ticari ilişkide bulunduğu şirketin çalışanı olduğunun davalı V. tarafından bildirilmesi nedeniyle bu yönde taraflardan kanıtlarının istenilerek davalının borçlu davalının mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanması, dava konusu taşınmaz ve araç yönünden tazminata hükmedildiği halde tazminatın miktarı belirlenmeden davalıların tazminata mahkum edilmesinin doğru bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.