Davacının anneannesinin Kütahya İ.k Köyü nüfusuna kayıtlı F. Mamuş olduğu ve F. Mamuş'un F. F. olarak bilinen kişi olduğunun tespitine-
2613 s. Yasanın 22. maddesinin ( H ) bendinde yazılı on yıllık sürenin, çekişmeli taşınmazın hazine adına tapuya bağlanması [tescili] gününden başlayacağı-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Kadastro mahkemelerinde dava değerinin, K.K.'nun 36/2 maddesi uyarınca taşınmaz mala ait son beyan dönemi emlak vergisi değeri olduğu, bu değerin kadastro ekibi tarafından belirlenerek tesbit tutanağının sol üst köşesinde yer alan "Harca Esas Değer" bölümünde gösterildiği, şayet bu değer belirlenmemiş ise, Kadastro hâkiminin, son beyan dönemi emlak değerini 28/10/1987 gün 19618 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Emlak Vergisi Değeri Bulunmayan Taşınmaz Malların K.inin Takdiri Hakkında Yönetmelik hükümleri uyarınca belirlemesi gerekeceği-
Olayda istek; 2981 sayılı Yasanın 10. maddesine, 3290 sayılı Yasanın 4. maddesi ile eklenen ( b ) fıkrasına göre ve tamamen Kadastro Yasası’nın ilgili hükümleri uyarınca düzenlenen çekişmeli taşınmaza ait tesbit tutanağına süresi içersinde yapılan itiraza ilişkin olup, iptali istenen parsellere ait tapuların oluşmasına esas alınan bir idari karar da bulunmadığından davaya bakmak görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu-
Terditli olarak açılan öncelikle tapu kaydında yer alan şerhin terkini, olmadığı takdirde tapu kaydının iptal edilerek Hazine adına tescili ile tazminat isteği-
Hatalı yapılan kadastro tespiti ile oluşan tapu kaydının daha sonra mahkeme kararıyla iptal edilmesi halinde, tapu malikinin bu nedenle doğan zararından TMK. mad. 1007 anlamında Devletin sorumlu olduğu ancak kadastro tespiti kesinleşip tapu sicili oluşmadan önce, kadastro ekibi veya komisyonunca yapılan tespitin, Kadastro Komisyonu veya Kadastro Mahkemesi kararlarıyla iptal edilmesi durumunda, bu durumun kadastro tespit malikine, kadastro tespit işlemine dayanarak TMK. mad. 1007 uyarınca tazminat isteğinde bulunma hakkı vermeyeceği-
20. HD. 26.11.2019 T. E: 2017/5742, K: 6942-
Çekişme konusu taşınmazın kısmen 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İ.ları Birleştirme Kararında belirtildiği anlamda kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığı saptandığına göre bu olgu benimsenmek suretiyle tapu iptal ve elatmanın önlenmesi davasının kabul edilmiş olmasının yerinde olduğu-
Kadastro işlemlerinden sonra tapulu taşınmazlar için vaki olacak miras taksim sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılmasının gerekeceği, somut olayda taksim sözleşmesinin tapuda yapılan resmi senetle mirasçılar arasında yapıldığına ve yapılan bu resmi senede bağlı paylaşım hukuken tarafları bağladığına göre davacının daha önce kararlaştırılan taksimden döndüğünün kabulünün gerekeceği, bu nedenle babasının sağlığında (ölüm tarihi 1999) çocukları arasında yaptığı paylaşıma dayanılarak iptal ve tescil istenemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.