Muris muvazaasına dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil davasında; mirasbırakanın noterlikçe düzenlenen resmi vasiyetnamede davacı kızlarına da taşınmazlar vasiyet ettiği, kız çocuklarını ayırdığı konusunda delil bulunmadığı, diğer yandan davalı tanıkları olarak dinlenen ve davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla taşınmazdan pay alabilecek mirasçıların beyanlarından mirasbırakanın taşınmazı davalıya devrettikten sonra aldığı satış bedelini çocukları arasında paylaştırdığı anlaşıldığından davanın reddine-
Tenkis davasında, tercih hakkının kullanıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekeceği -
Rekabet sözleşmesine aykırılık sebebiyle cezai şart talepli davada, hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulunun geçersiz olacağına dair TBK.’nin 420/1 maddesi hükmünün, taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesine uygulanma imkânının bulunmadığı- "Taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi, bünyesinde barındırdığı unsurlar itibariyle davacı ile davalı arasındaki hizmet/iş sözleşmesinin eki/devamı niteliğinde olduğundan, sözleşme metninin hizmet sözleşmesinden ayrı düzenlenmiş olmasının, anılan rekabet yasağı sözleşmesini hizmet sözleşmesinden bağımsız bir sözleşme niteliğinde olduğunu kabul için yeterli olmadığı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
Mirasbırakanın, tapusuz taşınmazını muvazaalı olarak davalıya bağışlaması halinde, mirasçılarının ancak MK. 565 çerçevesinde «tenkis davası» açabilecekleri («muvazaa nedeniyle iptal» isteminde bulunama-yacakları) -
Miras bırakanın borçlandırıcı (iltizami) işlemlerinin tenkisinin istenemeyeceği, tasarruf işlemlerinin tenkise tâbi olduğu -
Miras bırakanın davalıya ne miktarda kazandırmada bulunduğunun o tarih itibariyle belirlenmesi ve belirlenecek bu miktarın murisin ölüm tarihinde ne miktara ulaştığının saptanması, buna göre tenkis değerlendirilmesi yapılması gerekirken, akit tablolarında gösterilen akit bedelleri murisin ölüm tarihine uyarlanarak neticeye gidilmiş olmasının doğru olmadığı-
Kadastro tespit çalışmalarının yapıldığı ve tespitin kesinleştiği, miras bırakanın ise tespitten sonra öldüğü, bu nedenle 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinde öngörülen hak düşürücü sürenin eldeki dava bakımından uygulanamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.