Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekeceği-
Miras bırakanın intifaı üzerinde bırakarak, çıplak mülkiyetini ba-ğışladığı taşınmaz malın, MK. m.565/3 hükmü uyarınca, mutlak tenkise tâbi, ölümle tamamlanan hibeler niteliğinde olmadığı -
Tenkis davalarında dava dilekçesinde gösterilen değerin «harca esas» olup, tahmini olduğu, yapılacak hesap sonucunda, dilekçede göste-rilen miktarla bağlı kalınmaksızın karar verileceği -
Türk olmayanların oluşturduğu tüzel kişiliklerin vasiyet yolu ile de taşınmaz iktisap edemeyecekleri -
Mirasbırakan tarafından temlik edilen taşınmaz dava konusu edildiğine göre, davacıların, anılan taşınmazdaki miras paylarının 1/4'er olduğu gözetilerek, çekişmeli taşınmaz yönünden, davacıların 1/4'er miras payları oranında tapu iptali ve tesciline karar verilmesi gerekeceği-
3083 sayılı kanundaki kısıtlamaların miras yolu ile intikâle ve ten-kise engel teşkil etmediği -
Ayıplı ifa nedeniyle açılan sözleşmenin feshi ile birlikte tapu iptal tescil ve bedel tazmini,bunun mümkün olmaması halinde ise ödemek zorunda kaldığı tamir bedeli ile kira bedeline-
Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon sözleşmesi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği; sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak alımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3'ü oranında tellallık ücretinin davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğu- Bunun dışında talep edilen % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğu- Davalı tacir olmadığından, TBK. mad. 182/son gereğince, hakimin fahiş gördüğü cezai şartları re'sen tenkis etmesi gerektiği ve ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmesi gerektiği- Davalının sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak taşınmazı almaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin yanında geri kalan % 3’ü oranındaki cezai şarttan da indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gerektiği-
Bilindiği gibi inşai (yenilik doğurucu) davalara kadastro mahkemesinin görevine girmediği, oysa muris muvazaası hukuksal nedeniyle açılan davaların mülkiyet hukuku ile ilgili olup sonucu itibariyle verilen hükümler yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşıdıkları-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.