Ölünceye kadar bakım akdinin muvazaalı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetliyse de, taşınmazın aynına ilişkin tapu kaydının iptali ile miras payları oranında tescili, olmadığı takdirde tenkisini istemli davada, çekişmeli taşınmazın keşfen belirlenen değeri üzerinden harcın tamamlattırılmadığı gözetilerek, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden davada vekille temsil edilen davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşfen belirlenen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Ehliyetsiz olduğu ileri sürülen miras bırakanın vasiyetname tarihine yakın günlerde ve somasında tedavi görüp görmediği hususunda tarafların bilgisine başvurularak varsa doktor raporları, hasta müşahede kağıtları ve film grafilerinin eksik­siz getirtilmesi, sonrasında işlem tarihinde miras bırakanın fiil ehliyetinin olup olmadı­ğının tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığından rapor alınması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK mad. 706, TBK mad. 237 ve Tapu Kanunu mad. 26'da öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Tapusuz taşınmazlar menkul hükmünde olup taşınmazın teslim edilmesiyle birlikte satış geçerli hale geleceği-
TBK’nun 589/2-1 maddesi uyarınca kefilin asıl borç ile borçlunun kusur veya temerrüdünün yasal sonuçlarından sorumlu olduğundan ve kefilin sorumluluğunun asıl borçlu ile aynı miktarda olması gerektiğinden cezai şart konusunda kefil olan davalı hakkında asıl borçluya oranla daha fazla indirim yapılması doğru olmadığı-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve pay oranında tescil, mümkün olmaz ise tenkis isteği-
Miras payının devrinin mirasbırakanın sağlığında, onun onay ve katılımı ile hukuki sonuç doğuracağı, ancak sözleşmenin tanzimine ka-tılan tanıklardan biri aynı zamanda köy ihtiyar kurulu üyesi ise, söz-leşmenin geçersiz olacağı -
Mahkemece öncelikle kooperatif yönetim kurulu tarafından alınmış bir karar olup olmadığı araştırılmalı, bu yönde bir karar alındığının tespit edilmesi durumunda mahkemece cezai şart niteliğinde bulunan azami miktar olduğu da dikkate alınarak BK’nun 161/son maddesi uyarınca taahhütnamede öngörülen cezai şartın fahiş olup olmadığı, tenkisinin gerekip gerekmediği değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-
Çekişme konusu parsellerin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla muvazaalı biçimde temlik edildikleri anlaşıldığına göre, anılan parseller bakımından davanın kabulüne karar verilmesinde ve feragat kapsamında kalan yönlerden de davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı-
Davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı- Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği- TMK. 9'da, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir, hükmüyle hak elde edebilmesi, borç altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlandığı, TMK. 10, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin olmayı kabul ederek, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır, hükmünü getirdiği- Ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyiniyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar HUMK 286'ya göre bilirkişinin “rey ve mütaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kıldığı, TMK. 409 da akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğinin öngörüldüğü- Tarafların delilleri eksiksiz toplanmak suretiyle tahkikat yapıldıktan sonra, miras bırakanın vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde hukuki ehliyeti haiz olup olmadığı hususunun 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddelerinde öngörülen şekilde Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Dairesinden elde edilecek raporla saptanması, miras bırakanın, vekaletnamenin düzenlendiği tarihte ve çekişmeli taşınmazların davalı Vakfa yapılan temlik tarihlerinde ehliyetsiz olduğunun belirlenmesi halinde bu nedenle davanın reddine, yok eğer, ehliyetli olduğunun belirlenmesi halinde ise, davada dayanılan diğer hukuki sebeplere dayalı isteğin değerlendirilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturma ile davacıların açtığı ehliyetsizlik ve iradeyi ifsat eden nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis isteğinin reddine karar verilemeyeceği- 

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.