Bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusunun dava şartı olduğu, dava şartının yargılamanın her aşamasında (ilk derece ve istinaf mahkemeleri ile Yargıtayca) re'sen dikkate alınacağı, bu nedenle ilk derece mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin ceza-i şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından yukarıda izah edilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Miras bırakan tarafından tapuda «satış» şeklinde gösterilerek, da-valıya (davalılara) temlik edilen taşınmaz(lar)ın «tapuda gösterilen satış bedelleri» ile satış tarihindeki «gerçek değerleri» arasındaki açık nisbetsizliğin (aşırı farkın) «saklı payı ortadan kaldırma amacının (kasdının) objektif delili (karinesi)» sayılacağı (MK. 565/4) -
MK. 564 hükmü yorumlanırken, tenkis davası ile güdülen «miras-çının eline mutlaka saklı payı kadar bir zenginleştirici malvarlığının geçmesi» ve «tercih hakkı sahibi hangi tercihini kullanırsa kullansın, tarafların elde edeceği yararların değişik olmaması» ilkelerinin gözö-nünde bulundurulması gerektiği -
Davalıya ait arsadan kablolarını geçiren, kendisine inşaat yapılacağı ihbar edilerek deplase istenmesinden sonra deplasenin ne zaman yapılacağı konusunda davalıyı bilgilendirmeyen, 4 ay geçmesine rağmen deplaseyi bitirmeyen davacı kendi kusuru ile hasarın meydana gelmesine neden olduğundan, haksız eylem nedeni ile açılan tazminat istemli davanın reddi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.