Borçlar Kanunu`nda karşılanması öngörülen geçmiş günler faizini geçen zararın ülkede varlığı kabul edilen genel ekonomik olumsuzlukların malum ve meşhur olarak kabulüyle kanıtlanmasının olanaklı olmayacağı, kanun koyucu götürü zarar karşılığı olan faizi yasama yetkisine dayanarak tespit etmişse enflasyonun belirlenen faiz oranından fazla olduğu gerekçesiyle daha yüksek oranlara mahkemece çıkarılmasının yetki tecavüzü olacağı-
HGK. 12.04.2023 T. E: 3-283, K: 318
Haksız ihtiyati tedbire dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davanın, haksız eylemin meydana geldiği yerde açılmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Eldeki haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan maddi tazminat istemli davada ileri sürülen sahtelik iddiasının, belirtilen dava sırasında ileri sürülmesinin ve incelenmesinin gerekli olduğu, davalı tarafından davacı aleyhine evvelden açılmış bir eda davasının bulunduğu, davacının anılan eda davasında ileri sürülen bir delile ilişkin olarak sahtelik iddiasında bulunmasının ve ayrı bir tespit davasına konu etmesinde hukuki yararının bulunmadığı-
Tedbirin haksızlığının ve zarar koşullarının kanıtlanması durumunda (mahkemece iadesine yönelik karar verilmediği sürece) teminat mektubunun icra kanalı ile paraya çevrilmesi önünde herhangi bir hukuki engel bulunmamasına rağmen teminat mektubunu veren bankaya husumet tevcih edilmesinde hukuki yarar olmadığından, davalı banka yönünden davanın, hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddi gerekeceği-
Davacının maddi zararının kapsamının belirlenmesi için gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınarak buna göre sonuca gidilmesi gerektiğinden, davacı aleyhine verilen ihtiyati tedbirin başlangıçta haklı olduğu gerekçesiyle, maddi tazminat talebinin reddedilemeyeceği-
Dava konusu araçlara ilişkin fiili bir haczin (muhafazasının) söz konusu olmaması, davalı şirketin ihtiyati haciz talebinde bulunmasında kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun ispat edilememiş olması dikkate alındığında davacı şirket lehine manevi tazminat koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığı-Dava konusu araçların ihtiyati haciz yoluyla tescil kayıtları üzerine haciz konulması işleminin, davalı banka tarafından davacı şirkete karşı açılan tasarrufun iptali davasında gerçekleştiği, ihtiyati haciz talebinde bulunanın davalı banka olduğu, bu durumda davacı şirket tarafından konulan ihtiyati haciz nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile davalı bankaya husumet yöneltilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davalı bankanın daha sonra alacağını başka bir şirkete devrettiğini, bu nedenle kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürmesinin yerinde olmadığı nazara alınarak, davalı vekilinin pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi gerektiği yönündeki istinaf itirazlarına itibar edilmediği-
Menfi tespit davasına bakan mahkemenin, borçlu kiracının talebi üzerine teminat karşılığında tahliye kararının icrasının durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verebileceği-
Haksız ihtiyati tedbir sebebiyle uğranılan zararın tazmini davasının, esas hakkındaki davanın görüldüğü ve karara bağlandığı mahkemede açılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.

  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • kayıt gösteriliyor