Avukat .........'in taşınmazda hissedar ..............’ın vekili olduğundan ihaleye katılması önünde bir engel bulunmadığı, ihalede elektronik ortamda teklif verilmediği, satış memurluğunca 24.02.2020 tarihinde alınan satış kararı uyarınca, şikayete konu taşınmazın ihale tarihlerinin 1. arttırma için 28.04.2020 olarak belirlendiği, ancak İcra Müdürlüğünce, 17.04.2020 tarihinde, Covid-19 nedeniyle satış işlemlerinin durdurulmasına hükmedildiği, devam eden süreçte de yeni satış kararının 09.07.2020 tarihinde, İcra Müdürlüğünce Basın İlan Kurumu'na satış ilanı için müzekkere yazıldığı ve ilanın elektronik ortamda 13.07.2020 tarihinde yapıldığı, davacının, yerel gazete ilanının usulüne uygun olmadığı iddiasının 24.02.2020 tarihinde alınan satış kararı uyarınca satış işlemleri iptal edilen ihaleye ilişkin olup 09.07.2020 tarihli satış kararı uyarınca yapılması gereken ilana dair bir iddiası bulunmadığı, ihale bedelinin, muhammen bedelin %50’si ile satış masraflarını karşıladığı, KDV oranı ile satış ilanına dair iddiaların satışa hazırlık aşamasına ilişkin olup ihale öncesi Sulh Hukuk Mahkemesinde satışa hazırlık işlemlerine ilişkin olarak şikayet konusu edilmediği müddetçe ihalenin feshi davasında öne sürülmesi halinde ihalenin feshine karar verilmesi mümkün olmadığı, re'sen incelenecek hususlar bakımından ihalenin feshini gerektirir bir durum bulunmadığı-
Davacı tarafın, KDV oranının satış ilanında %1 olarak gösterildiğini satış ilanı tebliği ile 26.12.2014 tarihinde öğrendiği halde, bu tarihten itibaren İİK'nun 16. maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak şikayet konusu yapmadığından, aynı nedene dayanarak ihalenin feshini talep edemeyeceği-
KDV'ye ilişkin uyuşmazlığın çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektirmekte olup, mahkemece gerektiğinde şikayete konu taşınmaz üzerinde keşif ve bilirkişi incelemesi de yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü’nün iflas dosyasında, hakkında tehiri icra kararı bulunan ve bu nedenle de temyiz incelemesi sonuna kadar icrası ve yerine getirilme imkanı bulunmayan tasarrufun iptal kararına ve bu kararla tanınan satışı talep yetkisine istinaden iflas idaresince satış işlemlerine başlanması, satışa hazırlık ve kıymet takdiri işlemlerine devamla satışın yapılması verilen icranın geri bırakılmasına ilişkin karara aykırı olup, yüksek mahkeme kararına aykırılıktan doğan bu durumun kamu düzenine ilişkin olması sebebi ile mahkemece de re’sen dikkate alınarak ihalenin feshine karar verilmesi gerektiği- Taşınmaz, muhammen bedelinin üzerinde satılmış ise de; şikayetçi taşınmazın gerçek değerinin satışa esas alınan muhammen bedelden daha yüksek olduğunu ileri sürdüğüne göre borçla ilgisi bulunmayan taşınmaz malikinin Yargıtay ilamına aykırılıktan kaynaklanan yolsuzluk sebebi ile İİK. mad. 134/8 uyarınca menfaatinin muhtel olduğu kabul edilmesi gerektiği-
İhale konusu araca ilişkin KDV oranının %18 olduğu satış kararı doğrultusunda gerekli yerlerde ve vasıtalarla ilan edildiğinden, ihale alıcısı alacaklının, ihale şartlarını bilerek ihaleye girdiğinin ve ihale konusu aracı sürdüğü pey ile aldığının kabulü gerekeceği, buna göre; herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihaleden sonra KDV oranının %1 olduğu ileri sürülerek icra mahkemesine başvurulamayacağı-
İhale alıcısı, ihale şartlarını bilerek ihaleye girmiş olup KDV oranının %1 olması gerektiği iddiasıyla fazla ödediği KDV farkının iadesini talep etmişse de, mahcuz, KDV oranı belirtilerek satışa çıkarılmış olup, alıcı bu hususu bilerek ihaleye katılıp aracı satın aldığından, bu aşamada artık KDV oranına şikayette bulunma hakkının bulunmadığı- Herkes için bağlayıcı olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra, KDV’nin düşük olması gerektiğinden bahisle icra mahkemesine başvurularak şikayette bulunulmasının mümkün olmadığı-
Herkes için kesinleşmiş olan “ihale şartları” çerçevesinde yapılan ihalenin kesinleşmesinden sonra KDV’nin düşük olması gerektiğinden bahisle iadesi isteminin icra mahkemesinde ileri sürülemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
Mülk sahibi ile alıcı arasında gayrimenkulün satışına aracılık yapıldığına dair komisyon sözleşmesi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği; sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak alımdan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3'ü oranında tellallık ücretinin davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğu- Bunun dışında talep edilen % 3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğu- Davalı tacir olmadığından, TBK. mad. 182/son gereğince, hakimin fahiş gördüğü cezai şartları re'sen tenkis etmesi gerektiği ve ceza koşulunun fahiş olup olmadığının, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmesi ve hüküm altına alınan ceza miktarının, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmesi gerektiği- Davalının sözleşmenin tamamlanmasından sonra haksız olarak taşınmazı almaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin % 3’ü oranında tellaliye ücretinin ödenmesinin yanında geri kalan % 3’ü oranındaki cezai şarttan da indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gerektiği-
İtirazın iptali davası-
İhale tarihi olan 28.08.2020 tarihi itibariyle İİK'nın 128/a-2. maddesinde öngörülen 2 yıllık süre geçmiş olup, geçerli bir kıymet takdirinin varlığından söz edilemeyeceğinden, dava konusu ihalenin bu nedenle feshine karar verilmesi gerektiği- İhalenin feshi istemi, şikayet niteliğinde olup, Medeni Usul Hukukunun davaya ilişkin kurallarının burada uygulanmayacağı- Somut olayda, takip borçlusu davacı hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığından, icra takibinin niteliği gereği, davacı tarafından ihalenin feshi istemi ile açılan davada, takip alacaklısı ve ihale alıcısının davalı taraf olarak yer alması gerektiği ancak diğer takip borçluları ile ipotek alacaklısı bankanın davalı olarak eklenmesinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.