Takip konusu ipoteğin limit ipoteği olduğu, takibin İİK'nun 150/ı maddesi gereğince başlatıldığı görülmüş ise de, dosya içeriğinden, borçlu adına yöntemince yapılan bir hesap kat ihtarnamesi tebliğine rastlanmamış olup, bu durumda borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca kredi kullanan asıl borçluya, kredi ilişkisi nedeniyle hesap özeti-ihtarname tebliğ edilmemiş olduğundan, alacaklı tarafından borçlu hakkında ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabileceği ve borçluya İİK'nun 149/b maddesine göre örnek 9 ödeme emri gönderilebileceği, bu hususun kamu düzeninden olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği, o halde mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nun 68/b ve İİK'nun 150/ı maddesinin, tüketici (konut) kredilerinde uygulanma olanağının olmadığı-
İpoteğin, asıl kredi borçlusu şirketin doğmuş ve doğacak borçlarını teminen kurulmuş üst sınır (limit) ipoteği olduğu, şikayetçi ipotek veren üçüncü kişinin sorumluluğunun toplam ipotek limiti olan 1.500.000 TL ile sınırlı olduğu ve alacaklı tarafından da toplam ipotek limiti olan 1.500.000-TL yi aşmamak kaydıyla takip başlatıldığı, limit aşıldığından bahisle istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ipotek limitini aşan 400.000,00-TL yönünden takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Teminat mektuplarının paraya çevrilmesi sebebiyle oluşan alacağın, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte istenemeyeceği—
Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi halinde, mahkemenin artık bu uyma kararı ile bağlı olacağı- Bozma kararından sonra yeniden yapılan yargılamada, icra dosyasında bulunan ipotek akit tabloları, hesap kat ihtarnameleri, hesap özeti, kredi sözleşmeleri, borçluların hesap kat ihtarnamesine itirazı birlikte değerlendirilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılmak sureti ile şikayete konu alacağın İİK'nun 68/b maddesi kapsamında ispatlanıp ispatlanmadığının değerlendirilmesi ile oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına rağmen eksik inceleme ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibinde borçlu olarak sadece dava dışı asıl borçlunun gösterildiği dikkate alındığında, ipotekli taşınmazlardan birinin maliki olan davacı kefilin menfi tespit davası açmakta hukukî yararının bulunup bulunmadığı- Ticarî krediyi müteselsil kefil sıfatıyla imzalayan davacının temerrüdünün oluştuğu, davaya konu krediden doğan banka alacağının davacı kefilden tahsili amacıyla yapılan icra takibinin hâlen derdest olduğu, eldeki davaya konu takip dosyasında; dava dışı asıl borçluya ve ipotek veren üçüncü kişi konumunda olan davacıya ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takipte icra emri gönderildiği, takip konusu alacağın aynî teminatını oluşturan ipotekle takyit edilmiş taşınmaz bulunmakta olup, davacıya ait taşınmazın da bu taşınmazlar arasında olduğu, davalı bankanın TMK.'nın 873/3. maddesine uygun talepte bulunduğu ve takip talepnamesinde davacı ile ipotek veren diğer üçüncü şahısları doğru olarak borçlu hanesinde değil, "rehin veren üçüncü şahıslar" hanesinde gösterdiği- İİK 149 ve 149/b maddeleri, "ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte ipotek veren üçüncü kişi ise takip talebinin borçlu kısmında asıl borçlu ile birlikte ipotek veren üçüncü kişinin de taraf olarak gösterilmesini" düzenlemekte olup, bu hükümlere göre, asıl borçlu ile ipotek veren üçüncü kişi arasında "şekli mecburi takip arkadaşlığı" olduğundan, ipotek veren davacının eldeki menfi tespit davasını açmakta hukukî yararı bulunduğu-
Her ne kadar kredi sözleşmelerine dayalı ilamsız takiplerde asıl borçluya tebliğ edilmiş ihtarname ve hesap özetlerine dayanılmamış ise de bu takipler itirazsız kesinleştiğinden temlik edilen alacağın varlığının icra mahkemesince artık tartışma konusu yapılamayacağı, ancak alacağın ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibe konulduğu ve itiraza uğradığı, bu halde alacağın ipotekli takipte tahsil edilebilirliğinin icra mahkemesince yukarıda yer verilen ipotekle ilgili yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirilmesinin gerekeceği-
İİK. 150/ı maddesi çerçevesinde yapılan takiplerde, borçlunun kendisine gönderilen hesap özetine 8 gün içinde noter marifetiyle itiraz ettiğinin anlaşılması halinde alacaklının alacağının İİK’nun 68/b maddesi çerçevesince alacağını ispat edebileceği, bu konuda icra mahkemesince bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonuca ulaşılabileceği–
Alacaklı banka ile asıl borçlu arasında düzenlenen üst sınır ipoteklerinde ipotek limitinin belirlendiği fakat; temlik sözleşmesi ile alacaklı banka tarafından temlik borçlusu nezdinde doğmuş kredi alacağının temlik alana devir edildiği, temlik alacaklısının ipotek limitini aşmamak koşuluyla temlik aldığı alacak ve ferilerinin tahsilini talep edebileceği-
İİK. nun 150/ı maddesinde yer alan düzenlemenin, banka ve kredi veren kuruluşlar yönünden olup, diğer gerçek ya da tüzel kişilerin anılan maddeye dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi yapmalarının mümkün olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.