Mahkemece, satış ilanının tebliğe çıkarıldığı tarihte yürürlükte bulunan 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10., 21.ve 35.maddeleri hükümleri doğrultusunda borçlunun adrese dayalı kayıt sisteminde adresin mevcut olup olmadığı belirlendikten sonra tebliğ işleminin anılan madde hükümlerine ve dolayısıyla usulüne uygun olup olmadığı belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
İhalede satılmış (satın alınmış) taşınmaz üzerinde alıcı-alacaklının yaptığı takip nedeniyle koydurduğu hacizden/ipotekten önce, başka alacaklılar tarafından konulmuş başka hacizler/ipotekler varsa, alacaklının-para yatırmadan “alacağına mahsuben” bu taşınmazı satın almak istemesi halinde; ileride sıra cetveli yapılacağından ve henüz sıra cetveli yapılmamış olduğundan, “alacaklının alacağının, ihale bedelini karşılayıp karşılamadığı, icra dosyasına yatırılması gereken arada bir fark bulunup bulunmadığı” ancak yapılacak (ve kesinleşecek) “sıra cetveli” ile belli olacağından, alacağına mahsuben taşınmazı satın almış olan alıcı-alacaklıya “ihale bedelini yatırması için” icra dairesince süre verilemeyeceği, bu sürenin “yapılacak ‘sıra cetveli’ kesinleştikten sonra” verilmesi gerekeceği-
Davacı hakkında başlatılan ilamsız icra takibinin dayanağı olan kesin rehin açığı belgesi, davacı-ipotek veren 3. şahıs hakkında yapılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip sonunda icra müdürülüğünde düzenlenmiş olduğundan, davalı bankanın bu belgeye dayanarak davacı hakkında ilamsız icra takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olduğunun söylenemeyeceği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte borçlunun, süreli ipoteklerde ipoteğin vadesi gelmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle daha önce mahkemece icra emri iptal edildiği halde, alacaklı tarafça yeniden icra emri gönderilmesi talebinde bulunulduğunu belirterek, kendisine gönderilen ikinci icra emrinin iptalini talep etmiş, mahkemece vadenin dolduğu ve yeni bir icra emri gönderilebileceği gerekçesiyle (mahkemece) istemin reddine karar verildiği- İlk icra emrinin iptali istemiyle daha önce Ankara 2.İcra Mahkemesi'ne başvurulduğunda mahkemece her ne kadar vade dolmadan takip başlatıldığı gerekçesiyle icra emri iptal edilmiş ise de, aslında bu karar niteliği itibariyle o tarihte takip yapılamayacağı sonucunu da içermekte olup, bu durumda aynı takipte borçluya yeniden icra emri gönderilemeyeceği- O halde alacaklı tarafça bu karardan sonra vadenin dolması nedeniyle yeni bir takip başlatılması gerekirken, icra müdürlüğünce talep üzerine eski icra dosyası üzerinden borçluya yeni bir icra emri gönderilmesinin usulsüz olup, mahkemece borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Alacaklı tarafından takipten önce gönderilmiş bir muacceliyet ihtarının bulunmadığı, muacceliyet ihtarının takipten ve icra emrinin düzenlenmesinden sonra gönderildiği anlaşıldığından, borçlu aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu, o halde, mahkemece; şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerin iflâs kararından etkilenmeyeceği-
İflas takibinin devamı niteliğinde olduğu için, iflas davalarının, konkordato mühleti içinde duracağı-
İcra mahkemesinin taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen "yetki itirazının kabulüne" dair bu kararının, temyiz edilmeyerek kesinleşmiş olduğu, alacaklı vekilinin gönderme talebinin ise bu tarihten itibaren iki haftalık kesin süreden sonra yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, kamu düzeni ile ilgili olan HMK. mad. 20 uyarınca re’sen takibin açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği-
İİK.nun 149/a maddesi atfı ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takiplerde de uygulanması gerekli aynı kanunun 33.maddesine göre, borçlunun, icra emrinin tebliği üzerine yedi gün içinde dilekçe ile icra mahkemesine başvurarak borcun zamanaşımına uğradığı veya imhal veya itfa edildiği itirazında bulunabileceği-
Borçlunun, takip alacaklısı lehine ipotek verilmediğinden, alacaklının kendisine karşı takip yapamayacağı yönündeki itirazı borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın İİK ‘nun 147.maddesinin yollaması ile aynı Kanun'un 62. maddesine göre İcra Müdürlüğü’ne yapılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.