Asıl borçlu ile birlikte kefilinin de iflâsına karar verilmiş olması halinde, alacaklının alacağının tamamını, müflislerden herbirisinin masasına -tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla- yazdırabileceği–
Borçlunun sözleşme ve ipoteğe dayalı olarak borcunun bulunup bulunmadığı, miktarı gibi hususlar yargılamayı gerektirdiğinden, alacağın, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla tahsilinin mümkün olmadığı- İcra İflas Kanunu'na göre inceleme yapmakla sınırlı yetkili İcra Mahkemesi'nce takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satış ilanı ve şartnamede ihale konusu taşınmazın KDV oranının %18 olduğunun belirtilmiş olması karşısında, ihalenin kesinleşmesi ile alıcının KDV ödeme yükümlülüğü doğduktan sonra ihalenin yapıldığı tarih itibariyle alıcıdan alınması gereken KDV oranı ile ilgili şikâyetin ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olup olmadığı-
Rehinle güvence altına alınmış alacaklarda, zincirleme (müteselsil) kefil hakkında, haciz yoluna başvurabileceği—
İcra takibinin dayanağı olan belgenin ödeme emri ile birlikte borçluya gönderilmediğine ilişkin şikayetin ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren 7 günlük süre içerisinde yapılması gerekeceği-
Haciz koydurmuş birden fazla alacaklı varsa ve ihaleye teminatsız girmek isteyen alacaklının alacağı ilk sırada değilse, teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için, kendisinden önce gelen alacaklıların alacak bedelleri toplamının, muhammen bedelden çıkarılması sonucu kalan miktarın, muhammen bedelin %20'sini karşılaması veya üzerinde olması ve ayrıca şikayetçinin alacağının da muhammen bedelin %20'sini karşılaması gerektiği-
Yabancı para üzerinden kurulmuş olan ipoteklerde, yabancı para alacağının masaya aynen kaydının istenemeyeceği, ipotekli taşınmazın satıldığı tarihteki yabancı para alacağının Türk lirası karşılığı kadar pay ayrılması gerekeceği–
Faizsiz ve süresiz olarak kurulmuş olan ipoteklerde, borcun muaccel hale gelmesinin borçlunun temerrüde düşürülmesine bağlı olduğu, bu durumda borçlunun ihtar ile temerrüde düşeceği ve alacaklının ihtardan itibaren temerrüt faizi isteyebileceği -Daha önce alacaklının ihtar göndermemiş olması halinde, borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliğ ile temerrüde düşeceği ve bu tarihten itibaren temerrüt faizi ödemekle yükümlü olacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.