Ticaret şirketine çıkarılıp bila tebliğ dönen adresin, ticaret sicilinde kayıtlı adresi olduğunun anlaşılması ve ticaret şirketinin bu adresini değiştirmesi halinde, yeni adresini ticaret siciline tescil ve ilan ettirmediği takdirde, Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası uyarınca aynı maddenin 2 ve 3. fıkralarına göre yapılması yeterli iken, söz konusu adrese önce normal tebligat çıkarılıp bila tebliğ iade edildikten sonra Tebligat Kanunu’nun 35. maddesinin 4. fıkrası uyarınca tebligat yapılmasının tebliğ işlemini usulsüz hâle getirmeyeceği-
Belirtilen alacağın temliki sözleşmesi, noter temliknamesi ve ekli listeye göre, temlik edilen alacak miktarı belirtilmediğinden, diğer bir anlatımla, alacağın bir kısmının temlik edildiğine dair açıklama bulunmadığından, takip konusu alacağın tamamının temlik edildiğinin kabul edilmesi gerekeceği, bu durumda, alacağı ............. tarihinde temlik ederek artık alacaklı sıfatı kalmayan bankanın ipotekten kaynaklı hak ve alacağının bulunmadığına dair ........... tarihli cevabi yazısına itibar edilerek dosya borcunun itfa edildiği kabul edilemeyeceği gibi, bu kabule uygun olarak temliğin kapsamının sadece asıl borçlu şirketten olan alacakları kapsadığı, buna göre de ipotek borçlusu hakkında takibe devam edilemeyeceğinin söylenemeyeceği-
İhale yoluyla satılan taşınmazda kiracı olarak bulunan kişinin “haciz tarihinden” (ya da “ipotek tarihinden”) önceki bir tarihte yapıldığı resmi bir belgeyle belgelenmiş bir akde dayanarak taşınmazı işgal ettiğini ispat edememesi halinde, taşınmazdan çıkarılması gerekeceği - “Adi yazılı kira sözleşmesi”, “vergi kaydı”, “SSK belgesi”, “elektrik faturası”, “su faturası”, “telefon tesis belgesi”, “vergi dairesi yoklama fişi”, “sanayi sicil belgesi”, “marka tescil belgesi” ve “kira ödeme makbuzlarının “İİK.135/II maddesinde öngörülen ve kiracı sıfatını belgeleyen resmi belge”lerden sayılmayacağı – Taşınmazı işgal edenden kira paralarının istenmesini, taşınmazı alan kişinin tahliye haklarını etkilemeyeceği-
Bir borcun ipotekle temin edilmesi halinde alacaklının öncelikle borcu ipotekle teminat altına alınan borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması zorunludur, ancak ipotek miktarı borcu ödemeye yetmiyorsa, borcun ipotekle karşılanamayan kısmı için borcu ipotekle teminat altına alınan borçlu hakkında haciz yoluyla takip yapılabileceği, aynı kuralın ipotekle teminat altına alınan kefalet borçları için de geçerli olduğu-
“Takip konusu ipoteğin “limit ipoteği” olması nedeniyle icra emri gönderilemeyeceği”ne dair şikayetin, 7 günlük süreye bağlı olduğu; ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takiplerde sadece “ipotek limitinin aşıldığına ve ipotek senedinde belirtilen vadeden önce takip yapıldığına” ilişkin şikayetlerin süresiz olarak yapılabileceği-
Menfi tespit ve ipoteğin fekki” davası- İpotek resmî senedine göre "... bağımsız bölümün, ...’ın kullanacağı krediler için ... TL’ye kadar teminat olarak davalı banka lehine süresiz olarak ipotek verilmesi ve yine ipotek senedinin devamında , “…bu ipoteğin lehine ipotek verilen borçlunun alacaklı bankaya olan kredi borcunun yanı sıra, kaynağına bakılmaksızın sözleşme, haksız fiil, sebepsiz zenginleşme v.s.’den kaynaklanan asaleten veya kefaleten sorumlu olduğu tüm borçlarının da teminatını teşkil ettiği" ifadesinin yer alması- İpotek senedine göre, davacılara ait taşınmazın dava dışı kişinin üçüncü kişilerin kullanacağı kredilerden dolayı kefaleten sorumlu olduğu borçların da teminatı olup olmadığı-
Yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabul kısmen reddedildiği, ancak mahkemece yapılan harç hesabı ile kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine ret miktarı üzerinden karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesaplanması gereken vekalet ücretinin yanlış hesaplandığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle kararın bozulması gerekeceği-
İİK. nun 149/a maddesi gereğince borçlunun, adına gönderilen icra emrine yönelik iddialarını İİK. nun 33. maddesi ya da İİK. 16.maddesi uyarınca şikayet yolu ile yasal 7 günlük süre içerisinde icra mahkemesinde ileri sürmesi gerekeceği-
İpotek borçlusuna gönderilen hesap kat ihtarnamesi tebligatının usulüne uygun olduğu, konkordatoya ilişkin mahkeme kararında rehinli takiplerin yapılmasını engelleyen bir düzenleme bulunmadığı ve bu suretle asıl borçlu hakkında ipotekli takip başlatılmasının usulüne uygun olduğu-
Alacağına mahsuben borçluya ait taşınmazı ihalede satın almış olan bankanın, katma değer vergisi ve damga vergisinden sorumlu olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.