İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipte, asıl borçlu takipte gösterilip, ipotek veren gösterilmemiş ya da ipotek verene takip yöneltilip asıl borçlu hakkında takip yapılmamış ise bu durum kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından HMK.nun 124/3. maddesi uygulaması ile anılan kişi sonradan takibe dahil edilmek suretiyle eksikliğin giderilebileceği- Takibe konu ipotek, tüketici kredisi niteliğinde olan konut kredisi alacağının teminatı olarak düzenlenmiş olup, alacağın tüketici kredisi niteliğindeki konut kredisi olması ve ipotek alacağının varlığı, miktarı ve muaccel olup olmadığı Tüketici Kanunu'na tabi olmakla kayıtsız şartsız para borcu ikrarını içermediğinden, bu tür bir ipoteğe dayalı olarak ilamlı takip yapılamayacağı, ancak ipotek, konut kredisi dışında genel kredi sözleşmesinden doğan alacağı da teminat altına aldığından, takibin konut kredisi alacağı yönünden kısmen iptali halinde, bu kredi alacağının teminatsız kalması sonucu ortaya çıktığından, ipotek hakkının bölünmezliği ilkesi karşısında icra emrinin tamamının iptal edilerek yerine ödeme emri çıkarılması gerekeceği-
Kural olarak cari hesap ve kredi sözleşmelerinin İİK. nun 68/b maddesinde yazılı belgelerden olmadığı ve alacağın varlığı yargılamayı gerektiğinden icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasının istenemeyeceği, ancak, İİK. nun 150/a maddesi ile İİK. nun 68/b maddesinin bu kuralın istisnalarını oluşturduğunu-
Borçlunun TMK'nun 407. maddesi gereğince vesayet altına alındığı, vesayet kararından sonra kısıtlı doğrudan taraf gösterilerek icra takibine başlandığı, alacaklı tarafından kısıtlı borçlunun vasisi yerine kısıtlı hakkında takip yapılması, maddi hataya ve kabul edilebilir bir yanılgıya dayalı olup, dürüstlük kuralına da aykırı olmadığından alacaklının HMK'nun 124/3-4.maddesi uyarınca taraf değişikliği yapmak suretiyle bu yanlışlığı düzeltmesi mümkün olsa da alacaklı tarafından borçlunun kısıtlandığının takip sırasında öğrenilmesi üzerine, vasiye gönderilen icra emrinin kısıtlı borçluya gönderilen ilk icra emrinin aynısı olduğu- Böylece HMK'nun 124. maddesine uygun olarak kısıtlı borçlunun vasisinin, ek takip talebi ile takipte gösterilmesi ve icra emri tebligatının vasiye tebliğinin zorunlu olduğu-
İpotekli taşınmaz maliki, "takibin iptalini isteminin reddine" dair verilen kararı istinaf ettiğinden, bu kararın istinafı üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılamayacağı, bu durumun, icra mahkemesince re'sen dikkate alınması gerektiği- İhale tarihi ile istinaf tarihinin aynı gün ise, şikayet dosyasında verilen kararın ihale saatinden önce istinaf edilip edilmediğinin (istinaf başvuru saatinin) araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibe konu borcu ödeyerek icra dosyasını temlik alanın bu icra dosyasını bir başkasına temlik etmesi halinde, sıra cetvelinin muvazaa nedeniyle iptalini isteyen davacı, banka ve ilk temlik alan arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun iddia etmediğinden, ikinci temlikin muvazaalı olmasının, alacağın ilk temlik alan tarafından ödendiği gerçeğini değiştirmeyeceği ve bu nedenle davanın reddi gerektiği-
Borçlular ile alacaklı arasında henüz takip kesinleşmeden önce borç ikrarı ve taksitle ödeme taahhüdünün imzalandığı; bu durum takip kesinleşmeden öncesine ait olduğu için buna dayalı olarak yapılacak erteleme başvurusunun 7 günlük süreye tabi bulunduğu-
Limit ipoteği akdine dayanılarak alacaklı banka kullandırdığı gayrınakdi kredi (teminat mektubu kullandırılması) nedeniyle doğmuş komisyon ve sigarta pirim alacağı bedelinin tahsili ve mer’i teminat mektubu bedelinin depo edilmesi amacıyla, aldığı ipoteğe istinaden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yaptığı takipte, borçlunun teminat mektuplarının süreli olup süresinde risk gerçekleşmediğinden doğmuş bir borcun bulunmadığı gerekçe yapılarak takibin iptali istemi karşısında, mahkemece bilirkişi vasıtası ile yapılan hesaplamada tesbit edilen nakdi borç için takibin yapılabileceğinin kabulü yerinde ise de, satışla ipotek sona ereceğinden bakiye satış bedeli üzerinde alacaklı bankanın rehin hakkı olduğu gözardı edilerek teminat mektubuyla ilgili depo kararı istemi yönünden takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Taşınmaz ipoteğinin bütünleyici parçalar ile eklentileri de kapsadığı, bu nedenle taşınmaz ipoteği kurulunca taşınmaz üzerinde bulunan bütünleyici parçalar ile eklentilerin -ipotek akit tablosunda yazılı olmasalar bile- ipotek kapsamına girecekleri - Rehinli alacaklı tarafından, başka alacaklılar tarafından -kanuna aykırı olarak- haczedilen bütünleyici parçalar ve eklentiler hakkında istihkak iddiasında bulunulabileceği–
İpoteğin fekki davası-
İki veya daha fazla işletmenin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri ortaklığın (Joint Venture'nin) tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti olmadığı- Adi ortaklığa karşı açılıp yürütülen icra takibinin adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması nedeni ile iptaline karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.