Talimat icra müdürlüğünün, asıl icra müdürlüğünün talimatını uygulamakla görevli olup bunun dışında başka bir işlem yapamayacağı-
İstihkak davası red edilen üçüncü kişinin tehiri icra talepli olarak kararı temyiz ederken "takibin durması" için gösterdiği teminat mektubunun, alacaklının talebi üzerine paraya çevrilemeyeceği-
Tedbir kararı dikkate alındığında, rehinle temin edilmiş alacaklar yönünden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatılıp, başlamış olan takiplere de devam edilmesine engel bir hükmün bulunmadığı, asıl ve birleşen dosya davacıları hakkında ipoteğe dayalı takip yapılmasında herhangi bir isabetsizlik görülmediği, konkordato tasdiki dosyasındaki bilirkişi raporunda davalı banka alacağının adi alacak olarak geçtiğini belirtilmiş ise de, takibe dayanak ipotek resmi senet içerikleri gözetildiğinde, takibe konu alacağın rehinle temin edildiği açık olduğu gibi, bu hususun icra mahkemesince değerlendirilemeyeceği toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, kararın usul ve yasaya uygun olduğu-
Mahkemece, temyizi kabil olmayan kararın temyiz yolu açık olarak verilmiş olmasının sonucu değiştirmeyeceği ve temyiz edilmiş olmasının satışı durdurmayacağı-
İcra müdürlüğünce, İİK'nun 149. maddesindeki emredici bu hükmüne rağmen asıl borçlu şirket borçlu olarak gösterilmeden, sadece ipotekli taşınmazı satın alan malik şirket hakkında hazırlanan takip talebi ile icra emrine göre takibe başlanması ve takibe devam edilerek satışın yapılması, ipotek veren üçüncü kişi ile asıl borçlu arasında zorunlu takip arkadaşlığı bulunduğundan yasaya aykırı olup, borçlunun usulünce takibe dahil edilmemesi nedeniyle bu hususun takibin her aşamasında, süresiz olarak ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re'sen nazara alınması gerektiği, o halde mahkemece; durdurma kararının kaldırılması ile ihale arasında 15 dakika gibi çok kısa bir süre bulunduğundan, bu hususun talep ve talibi azaltıcı nitelikte olduğunun ve zorunlu takip arkadaşlığına uygun olarak başlatılmayan takipte satış yapılmasının yasaya aykırı olduğunun kabulü ile şikayete konu ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği-
Vekil ile takip edilen işlerde –Teb. K. 11, Avukatlık K. 41, HUMK. 62-68 (şimdi; HMK. 73-83) gereğince- tebligatın (satış ilanının, duruşma gününün, ilamın, ödeme emrinin vs.) vekile yapılması gerekeceği- Borçlu vekili satışın durdurulmasını istemiş ve yine satış sırasında hazır bulunmuş ise de, satış ilanı borçlu vekiline tebliğe çıkarılmadığından ve usulsüz de olsa her hangi bir tebliğ işlemi bulunmadığından, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin uygulanma imkanı bulunmadığı, şikayetçi borçlunun ihale tarihinden önce satışı öğrenmiş olmasının, İİK.nun 127. maddesinde öngörülen satış ilanı tebliği koşulunun gerçekleştiği sonucunu doğurmayacağı-
Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, satış işlemlerinin iptaline ve satışın durdurulması ile İİK.’nun 264. maddesi uyarınca alacaklının huzurunda haciz yapılmış olmasına rağmen 7 gün içinde esas takibe geçilmemiş olması nedeniyle ihtiyati haczin hükümsüz kaldığının tespiti ile takibin iptaline yönelik olduğundan; icra mahkemesince başvurunun sadece satışın durdurulmasına ilişkin kısmı hakkında karar verilemeyeceği-
Takibe yönelik itiraz ve şikayetler hakkında verilen icra mahkemesi kararları kesinleşmeden satışa gidilemeyeceği- Şikayetçinin , "ipotek verenin takipte borçlu olarak gösterilmesi gerekirken bunun yapılmadığından bahisle takibin iptali" istemine yönelik şikayetine ilişkin verilen kararın temyizi üzerine verilecek karar beklenmeden ihale yapılamayacağı-
Üçüncü kişi vekili "tarafından satış günü ihaleye bir kaç dakika kala tedbir kararı ile birlikte daha önce satış dosyasına sunulmamış olan bu tedbir kararının tapu kaydına işlendiğine dair resmî yazı örneğinin satış mahallinde satış memuruna ibraz edilerek satışın durdurulması" talep edilmesi üzerine, satış memurunun "bu kararın önceki kararla aynı nitelikte olduğundan satışa engel olmayacağını" sözlü olarak açıklayıp satış işlemine başlamasından sonra  ve teminat yatırarak pey sürmek üzere satış mahallinde bulunan bir şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbir kararı ve bu kararın tapuya şerhine ilişkin tapu müdürlüğünün işleminden ihale saatinde haberdar olunca bu nedenle ihaleye pey sürmediği uyuşmazlıkta, ihaleye konu taşınmazın tapu kaydına konulan  ihtiyatî tedbir kararı satışı engelleyecek nitelikte değilse de, ihale için salonda bulunan ve pey sürmekten vazgeçen şirket yetkilisinin ihtiyatî tedbirin cebri ihaleyi engelleyici nitelikte olup olmadığına ilişkin bir bilgiye sahip olmadığı- İhale öncesinde yaşanan bu süreç talep ve talibi azaltıcı nitelikte olup, bu şekilde ihaleye fesat karıştırıldığının kabulü gerektiği- "Anılan yetkilisinin ihaleden önce dosyadan haberdar olduğu, ihalenin yapılmasına engel oluşturmadığı anlaşılan tedbir kararının varlığını da bildiği, ihale öncesinde oraya gelen bir kişinin ilgisiz, dosya kapsamına uymayan, ihalenin sürdürülmesine engel oluşturmayan beyanlarının talebi ve talibi azaltıcı etkisi olduğundan söz edilebilmesi için bunu ortaya koyan somut vakıaların ortaya konulması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
6183 sayılı Kanunun 99. maddesi uyarınca sadece “taşınmazlara ilişkin ihalenin feshi davaları”nın icra mahkemelerinde çözümlenebileceği; bunun dışındaki diğer uyuşmazlıkların –örneğin; ”satışın durdurulması” talebinden kaynaklanın uyuşmazlıkların- idari yargı yerinde çözümlenebileceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.