Bir takipte alacaklının gerçekten o alacağın sahibi olup olmadığı hususunun re'sen nazara alınamayacağı- "Alacaklının dayanak kira sözleşmesinin tarafı olmadığına" yönelik iddianın, "borca itiraz" niteliğinde olup "ehliyetsizlikten’" kaynaklanmadığından, takibin iptali nedeni olamayacağı- Borçluların bu iddialarının, itirazın iptali veya itirazın kaldırılması davasında değerlendirilmesi ve tartışılmasının mümkün olduğu-
MK. 559/II uyarınca «butlan»ın ve MK. 571/II uyarınca da «tenkis»in her zaman def’i yolu ile ileri sürülebilmesinin, «savunmanın genişletilmesi yasağı»nı ortadan kaldırmayacağı-
Keşif sonucunda taşınmazların gerçek değeri ile tapuda gösterilen satış bedeli arasında fahiş fark bulunduğu tespit edilmişse de başka delillerle desteklenmediği sürece bu hususun tek başına muris muvazaasının kabulü için yeterli olmayacağı- Davacılar tarafından murisin ikinci eşinin erkek kardeşine başka bir taşınmazını satış suretiyle temlik ettiği, ablası ile birlikte hareket ederek dava konusu taşınmazları aynı gün bedelsiz şekilde davalı adına devrini sağladığı ileri sürülerek eldeki dava açılmışsa da, davalının emanetçi konumunda olduğuna ilişkin bu iddianın ispat edilemediği- Dava dışı ... ve kardeşi ile davalı arasında bir akrabalık ilişkisi bulunmadığı gibi, mahkemece dinlenen davacı tanıklarının "davalının murisin ikinci eşi ya da onun kardeşiyle birlikte hareket ettiğine" dair hiçbir beyanları bulunmadığı gibi, aksine "davalının maddi durumunun iyi olduğunu ve taşınmazları satın alabilecek gücünün bulunduğunu" beyan ettikleri, davalı tanıklarının da "mirasbırakanın taşınmazlarını toplu olarak satmak istediğini, bu nedenle aynı köyden başka kişiyle de pazarlık yaptığını, ancak toplu olarak satın alma imkânı olmadığından önceki pazarlığın bozulduğunu, davalının ise maddi gücü bulunduğundan toplu olarak pazarlık yapıp taşınmazları satın aldığını ve yapılan satışın gerçek olduğunu beyan ettikleri", dikkate alındığında, dava konusu taşınmazların mirasbırakan tarafından bedeli alınarak davalıya satıldığı sonucuna varılacağı- Somut olayda, mirasbırakan tarafından yapılan satışın muvazaalı olduğu kabul edilerek tapu kaydının iptaline karar verilmiş ise de; mahkemenin kabulünde olduğu üzere o dosyada murisin kayınbiraderine başka bir resmî akitle yaptığı temlik söz konusu olup, davalıya ise bedeli alınarak gerçek bir satış yapıldığından, yapılan satış işlemi muvazaalı olmayıp muris muvazaası iddiası ile açılan davaların reddi gerekeceği-
Bakıp gözetme koşulu ile yapılan temliki işlemin geçerliliği için sözleşmenin düzenlendiği tarihte bakım alacaklısının özel bakım gereksinimi içerisinde bulunması zorunlu olmayıp; bu gereksinmenin sözleşmeden sonra doğması ya da alacaklının ölümüne kadar çok kısa bir süre sürmüş bulunmasının da sözleşmenin geçerliliğine etkili olamayacağı-
Miras bırakanın, kendisinden yaşça küçük olan davalıyla evlenmek için tapulu taşınmazı davalıya devrettiği, mirasçılardan mal kaçırma amacı olmadığından muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekeceği-
; ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil olmadığı taktirde tazminat istemi-
Dava dışı mirasçıların da bulunduğu gözetildiğinde, davacıların "ehliyetsizlik" hukuksal nedeniyle tek başına kendi paylarına hasren dava açamayacağı; Türk Medeni Kanununun 702/4.maddesi hükmünün ortaklığa ait mallara yönelik dışarıdan gelecek tehlikelere ve zararları karşı koruyucu ve def'etmeye ilişkin bir hüküm olduğu; bu olayda uygulama yerinin olmadığı-
Hata ve hile hukuksal nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının -tapudaki işlem tarihinden itibaren on yıldan fazla bir süre geçmiş olsa bile- hata ve hilenin öğrenilmesinden itibaren bir yıl içinde açılabileceği-
Trafik sigortacısı tarafından zarar görenlere ödenen tazminatın sigortalısından ehliyetsizlik ve alkol nedeniyle rücuan alacak istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.