Kronik psikoz ve akıl hastası tanılı, tam ehliyetsiz(tasarruf ehliyeti bulunmayan) kısıtlı kimsenin banka ile kredi kartı sözleşmesi imzalaması fakat kredi kartı borcunu ödememesi halinde hakkaniyet elverdiği takdirde diğer tarafın batıl hukuki işlemin hüküm ifade edecek olmasına duyduğu güven nedeniyle oluşan zararından sorumlu olduğu-
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil, olmadığı takdirde tenkis, ayrıca ecrimisil isteklerine ilişkin dava ve birleştirilen davada, ehliyetsizlik iddiası yönünden mirasbırakanın temlik tarihlerinde hukuki işlem ehliyetine sahip olup olmadığının ... Kurumu'ndan alınacak rapor ile saptanıp, ehliyetli olduğunun saptanması halinde tenkis talebi üzerinde durulup, ecrimisil talebi yönünden araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanununun 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanununun 237 (818 s. Borçlar Kanunun 213) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceği-
Hukukumuzda çifte mülkiyetin kabul edilmediği hususu da göz önüne alınarak dava konusu taşınmaz ile ilgili olarak fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile gösterilen toplamda 1285,76 m2 yüzölçümlü yerin davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,yine aynı raporda (A) harfi ile gösterilen kısım üzerinde yer alan (C/a) harfi ile gösterilen binanın mülkiyetinin davalıya ait olduğunun tespitine şeklinde çifte mülkiyet yaratacak şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Bilindiği üzere davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemeyeceği - Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmayacağı- Ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde yetkili sağlık kurullarından, özellikle Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alınmasını da gerekli kıldığı - TMK mad 599 uyarınca mirasın, murisin ölümüyle ve terekenin açılmasıyla mirasçılarına geçeceği ve mirasçıların terekedeki mallar üzerinde bu tarih itibari ile hak sahibi olacağı-
Dava açıldıktan sonra vasi olarak atandığı anlaşılan kişi tarafından vesayeten verilmiş bir vekaletname aslı veya onaylı örneğinin dosyaya sunulması için mahkemece şikayetçi borçlu tarafa olanak verilmesi gerektiği-
Anayasanın 129/5.maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunmasına; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında, öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekeceği-
Davalının, murisin parasının harcandığını savunduğu, bu savunmasını tarafların anne kız olması sebebiyle tanık dahil tüm delillerle ispatlayabileceği-
Tasarrufta bulunan kişinin (murisin), akit tarihinde hukuki ehliyete sahip olup olmadığının tanık beyanları ile değil, doktor raporuyla kanıtlanabileceği -
Hukuki ehliyetsizlik nedenine dayalı tazminat isteği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.