Ticaret şirketlerinde ortaklıktan çıkmaya ilişkin ilamların kesinleşmesinin sadece Kooperatifler Kanunu mad. 16/son gereği arandığı, bunun dışında ortaklıktan çıkma, pay bedelinin ödenmesi ve pay mülkiyet değişikliği sonucu doğuran ilamların kesinleşmeden takibe konulabileceği-
2005 yılında satın alma suretiyle edinilen, işyeri niteliğindeki balık lokantası olarak faaliyet gösteren taşınmaza ilişkin katılma alacağı davasında, tapu kaydındaki hisse dikkate alınmaksızın, dava konusu balık lokantasının davalı kadına devredildiği, hisse devrinin balık lokantası için yapıldığı, bu nedenle davaya konu balık lokantasının bozma sonrası karar tarihine en yakın güncel sürüm değeri artık değer kabul edilerek katılma alacağı hesabının yapılması gerekirken, tapuda yazılı hisse üzerinden karar verilmeyeceği-
Hisse devir vaadine dair ön sözleşme taraflarca benimsenip usulüne uygun hisse devri yapıldıktan sonra bu sözleşmenin geçersiz olduğunun ileri sürülmesinin TMKnun 2. maddesine aykırılık teşkil edeceği- Davalı tarafın sözleşmenin geçersizliğini ileri sürebilmesi için, sözleşme üzerinde değişiklik yapıldığını ifade etmesi ve sözleşmenin boş yerlerinin davacı tarafından rızaları dışında doldurulduğunu itiraz olarak öne sürmesi gerekeceği-
Geçersiz limited şirket hisse devir sözleşmesiyle devredilen hisselerin miras payı oranında tescili istemi-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Alacaklının İİK'nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine-
İİK. mad. 97/a.’daki mülkiyet karinesinin borçlu (dolayısıyla alacaklı) yararına olmasına rağmen, icra müdürlüğünün sehven İİK. mad 99’ uygulaması halinde, ispat yükünün yer değiştirmeyeceği- İspat yükü altındaki üçüncü kişi vergi levhası, ticari kayıtlar gibi delillerin yanı sıra faturalara da dayansa da, somut olayın özellikleri dikkate alındığında, sunulan delillerin ispat yükü açısından değerlendirilmesinden önce üçüncü kişi şirketin, alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı olarak kurulup kurulmadığı yönünde yeterli incelemelerin yapılması gerekeceği- Muvazaanın ve iş yeri devrinin bulunmadığı (iş yeri devri varsa İİK’nun 44. maddesindeki gereklerin yerine getirilmediği) sonucuna varılırsa, bu kez faturalar kapsamında kalan mahcuzlar yönünden istihkak iddiasının kabulü diğerleri açısından reddi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davasından sonra açılan menfi tespit davasının sonucunun, tasarrufun iptali davasında 'bekletici mesele' (HMK. 165) yapılması gerekeceği-
İptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup tasarrufa konu şirket hisse devrinin görev hususunun belirlenmesine doğrudan bir etkisinin olmadığı, kaldı ki davada incelenmesi gereken hususun davalı borçlunun yaptığı tasarruflarının iptali gerekip gerekmediği, başka bir anlatımla İİK 277 vd maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediği olduğu, açıklanan şekli ile görevin, İİK 281. maddesine göre genel mahkemelere ait olduğu-
Mahkemece, "ağır ceza mahkemesinin kararı kesinleştiğinde duruşma günü belirlenerek taraflara tebliğine" ilişkin ara karar kurulmuş olmasına rağmen, davalı vekilinin talebi üzerine davacıya duruşma gününü bildirir tebligat yapılmaksızın ve yokluğunda duruşma yapılarak dosyanın işlemden kaldırılması ve bu kararın da davacı tarafa tebliğ edilmeden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.