“Benim herhangi bir tazminat talebim yoktur” beyanlarının mal rejimiyle ve onun sonuçlarıyla bir bağlantısının ve ilgisinin bulunmadığı, bu beyanların boşanma ve boşanmanın fer’i niteliğinde bulunan nafaka ve tazminat haklarıyla ilgili olacağı-
Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İİK.nun 67/IV. maddesindeki altı aylık süre içinde itirazın kaldırılmasını istememiş olan alacaklı bir daha aynı alacaktan dolayı ilamsız icra yolu ile takip yapamayacağı gibi, bir yıllık sürenin geçmesi ile itirazın iptali davası açılmamışsa ilamsız takip düşeceğinden alacaklının aynı alacaktan dolayı yeniden ilamsız takip yapamayacağı-
Senedin «yetkisiz temsilci tarafından veya yetkili temsilcinin temsil yetkisini (sınırını) aşarak düzenlendiği» iddiasının, «mutlak def’i» olduğu, bu nedenle de -kötüniyet koşulu aranmaksızın- senedin tüm hâmillerine karşı ileri sürülebileceği–
Edinilmiş mallara katılma rejimi tasfiye edilirken eşlere ait kişisel ve edinilmiş malların, mal rejiminin sonra ermesi anındaki durumlarına (nitelik, seviye, aşama vs) göre değerlendirileceği, somut olayda dava konusu taşınmazın mal rejimi sona erdiği tarih itibariyle inşaat seviyesinin gereği gibi araştırma ve inceleme yapılarak tespit edilmesi, bu seviye durumuna göre taşınmazın tasfiye tarihi itibariyle sürüm değeri üzerinden davacının katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesine uygun olup olmadığına ilişkindir...
Hasılat kirasına dayalı alacak istemi-
Uyuşmazlık; iflâs yolu ile takipte itirazın kaldırılması ve iflâs davasında İİK’nın 164 üncü maddesi uyarınca istinaf süresi kararın tebliğinden itibaren on gün olduğu hâlde, İlk Derece mahkemesince kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabileceğinin belirtilmesi karşısında, davacı vekili tarafından kanunda öngörülen on günlük istinaf süresinden sonra ancak İlk Derece Mahkemesince gösterilen kanun yolu süresi içerisinde verilen istinaf dilekçesinin süresinde kabul edilmesinin gerekip gerekmediği, buradan varılacak sonuca göre Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf dilekçesinin süresinden sonra verildiği gerekçesiyle reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır..
Alacak ve menfi tespit davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.