Temyiz aşamasında aldığı masrafı kullanarak dosyayı Yargıtay’a gönderen mahalli mahkemeye, sonraki adres değişikliğini temyiz eden davacı vekili bildirmediğinden, bozma kararı duruşma günü ve tensip zaptı ile birlikte davacı vekilinin ilk adresine peşin alınan posta pulu kullanılarak tebliğe çıkarıldığından, ilgilinin tanınmaması nedeniyle bila tebliğ iade edildiğinden, peşin alınan masrafın tamamı harcandığından, dosyada yeni bir işlem ve tebligat yapılabilecek masrafta bulunmadığından Yerel Mahkemenin, usul ve yasaya uygun bu işleminden sonra yeni adresini mahkemeye bildirmeyerek görevini yapmayan davacı vekilinin, dosyanın takipsiz bırakılmasına ve işlemden kaldırılmasına sebep olduğundan, mahkemenin daha sonra sürenin geçmesi nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermesinin doğru olduğu-
Kendi taşınmazından su çıkararak (kuyu, artezyen vs.) ihtiyacı için kullanan kişi ve kurumdan bu su için su bedeli alınamayacağı, ancak taşınmazdan çıkarılan su kullanılarak atık su (kirli su) üretilip bu kirli suda, Belediyenin bakım ve gözetiminde olan kanalizasyon tesisi ile uzaklaştırılıyorsa bu durumda Belediyece atık su bedeli tahakkuk ettirilebileceği- Davacının, davalıya ait altyapı tesislerinden (kanalizasyon) faydalandığı yönünde bir bulguda tespit edilmediğinden, davalı Belediyenin davacıdan su ve atıksu bedeli adı altında bir bedel talep edemeyeceği-
Taraflar arasındaki alacak davası-
Taraflar arasında evliliğin başlangıcında var olan güven ortamının sarsılmış olması sebebiyle, yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin mal ayrılığı rejimine dönüştürülmesine karar verileceği-
Katkı payı alacağı isteği-
22. HD. 28.02.2019 T. E: 28, K: 4730-
Kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, mahkemece, yıllık izin ücreti yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru ise de, kıdem tazminatı talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; davacı, çalışma süresini, ve ücretini belirleyebildiğinden kıdem tazminatı yönünden de objektif imkansızlıktan bahsedebilme imkanı bulunmadığı; bu itibarla, mahkemece, kıdem tazminatı alacağının da belirsiz alacak davasına konu olamayacağı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Davanın kira bedelinin olmadığına dair menfi tespit istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Faturalarda bulunan “vadede ödeme yapılmadığı takdirde, belli miktarda vade farkı ödeneceğine” ilişkin şerh ve faturaya yasal sürede itiraz edilmemesi fatura içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurup, vade farkı istenmesine olanak sağlamayacağından, vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu konuda sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın olması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.