Davacı vekili dava dilekçesinde, eksik ve ayıplı işler bedeli olarak 20.300,00 TL'nin tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesinde sadece kira kaybına ilişkin talep arttırıldığı; eksik ve ayıplı işler bedeli yönünden ıslah yapılmadığı halde mahkemece bu kalem alacak yönünden 22.208,20 TL hüküm altına alındığı- Hâkimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği-.(6100 sayılı HMK m.26) Bu durumda eksik ve ayıplı iş bedeli yönünden talep aşılmak suretiyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tüketici mahkemesi sıfatıyla, taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sırasında, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 750,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 1.500,00 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
6644 sayılı Kanun'un 4. maddesi ile HMK'nın 109/2. maddesi yürürlükten kaldırılmış olup, anılan yasal değişiklikte, yürürlükten kaldırılan maddenin zaman bakımından uygulanması ile ilgili bir düzenleme bulunmadığından, usul kanununda yapılan değişikliğin derhal uygulanması gerekeceği-
İtirazın iptali davalarında icra dosyası kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması mümkün değilse de, HMK. mad. 180 uyarınca, davanın tamamen ıslahı mümkün olduğundan, davacının, davasını tamamen ıslah ederek davasına bilirkişi tarafından belirlenmiş ve icra dosyasında takibe konu tutarı aşan miktar üzerinden alacak davası olarak devam edebileceği, itirazın iptali davasında kısmen ıslah suretiyle icra dosyasında takibe konu tutar aşılarak talepte bulunulamayacağı- Dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanma durumu yargılama sonucu belirlenmiş olduğundan, alacağın likit olmadığı, bu durumda, davacının icra inkar tazminatına dair talebinin reddi gerektiği-
Davalı borçlunun evlendikten sonra Kazakistan'a gittiği, başka bir bayanla yaşayıp, çocuğunun olduğu sabit olup, haksız fiil niteliğinde olan bu eylemler boşanma kararına gerekçe olduğuna göre borcun doğumunun boşanma davasının açıldığı tarihten önce olduğu- Diğer davalı borçlunun eniştesi olup, bedel farkı ile taşınmazın satıldığı göz önüne alındığında, TBK. mad. 19. uyarınca açılan muvazaa sebebiyle iptal davasının kabulü gerekeceği-
Dava konusu çek, süresinde bankaya ibraz edilmediği için, kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilmiş olur. Davacı duruşma sırasında temel ilişkiye dayandığını bildirdiğinden ispat külfetinin davacı tarafta olacağı-
6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu 15. maddesinin son fıkrası uyarınca, icra dairesince haciz kararı alınmadan önce belediyeden borca yeter miktarda haczedilebilecek mal gösterilmesi isteneceği ve haciz işlemi sadece gösterilen bu mal üzerine uygulanacağı, on gün içinde yeterli mal beyan edilmemesi durumunda yapılacak haciz işleminin alacak miktarını aşacak veya kamu hizmetini aksatacak şekilde yapılamayacağı-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçiye kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi ve toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre ödenmesi gereken ücretin tespiti ile talep edilen fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve alacakların hesaplanmasına ilişkindir...
İbra ile makbuzu birbirine karıştırmamak gerekir; işçiye yapılan ödemeleri miktarı ile gösteren ve ibraname adı altında düzenlenen belgeler makbuz niteliğinde kabul edilip ve eksik kalan miktar var ise bu kısım gözönünde bulundurulacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.