İşyeri sigortası poliçesi kapsamındaki işyerinde meydana gelen hasar sebebi ile dava dışı sigortalısına ödenen tazminat bedelinin rücuen tahsili talebine ilişkin davanın -davada kira ilişkisine dayanıldığından- sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Her ne kadar davacı üçüncü kişi defterlerinde borçlu şirketin İspanya’dan ithal ettiği, gümrük belgeleri ile sabit olan menkulleri dava dışı şirkete sattığı tespit edilmiş ise de, aynı zamanda dosya kapsamındaki belgelerden davacı şirketin de davalı borçlu şirketten doğrudan mal alımı yaptığının da anlaşıldığı, dava dışı şirket., davacı şirket ve davalı borçlu şirket arasındaki ticari ilişkinin tespit edilebilmesi ve tarafların iddiaları hakkında somut ve açık değerlendirme yapılabilmesi için tarafların tüm delilleri toplanarak davalı borçlunun defterleri de incelenmesi gerekirken sadece üçüncü kişi defterleri üzerinde yapılan inceleme ile hüküm kurulmasının yeterli olmadığı-
Her ne kadar davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği yönündeki mahkemenin kabulü yerinde ise de, davacı vekilinin dava dilekçesinde davalının internet sitesindeki yazının yayınlanmasının ardından toplumda müvekkilinin sattığı balın sahte olduğu yönünde bir algı oluştuğunu, satışlarının büyük ölçüde düştüğünü, yıllara göre artan satış grafiği varken asılsız uyarı yazısının yayınlanması akabinde satışlarda düşme meydana geldiğini ileri sürerek müvekkilinin yıllara göre satışları incelenip davalının haksız eylemi nedeniyle uğranılan maddi zararın tam olarak tespit edildiği anda artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL belirsiz maddi tazminatın tahsilini talep ettiği, değer artırım dilekçesi ile de talebini bilirkişi raporunda tespit edilen 59.935,37 TL'ye yükselttiği, her davanın açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanacağı, davacının ancak dava açıldığı tarihe kadar gerçekleşmiş alacağının hüküm altına alınmasını isteyebileceği de nazara alındığında davacı, dava tarihindeki alacağının miktarını tam ve kesin olarak belirleyebileceğinden davacının belirsiz alacak davası açmakta hukuki yararının olmadığı, bu durumda dava değerinin dava dilekçesinde gösterilen miktar olduğu gözetilmeden bedel artırım dilekçesine göre değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı-
Uyuşmazlık, vekalet sözleşmesinin istifa nedeniyle sona ermesinden kaynaklı vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir...
Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat istemi-
Davacı tarafça, dava harcı da yatırılmak suretiyle 18.05.2009 tarihinde davanın açıldığının kabulü gerekli olup Özel Daire kararında dava tarihi olarak kabul edilen 03.06.2009 tarihi ise, dava dilekçesinin kendisine gönderildiği İzmir İcra Mahkemelerince kayda alındığı ve tevzi edildiği tarih olup, dava tarihi olarak kabul edilemeyeceği-
%5 fazlalığa tabi alacaklarda, davacının gecikmeden dolayı uğradığı zarar dava tarihine kadar hesaplanıp hüküm altına alınmış olmakla bu alacaklar için dava tarihinden önceki bir tarih olan 1.2.2001 temerrüt tarihine dönülerek faiz yürütülmesi olanağının bulunmadığı- Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 24.12.1973 gün ve 1973/4 E, 1973/6 K. sayılı kararında “yüzde beş fazla ödemeye tabi işçilik alacaklarının uzun süre talep edilmemiş olması durumunda gazetecinin bu durumundan yararlanmasının iyi niyet kuralları ile bağdaşmayacağı” vurgulanmış olup dava fesih tarihinden yaklaşık 4,5 ay sonra açılmış, davacı fesihten sonra beklemekle talep ettiği %5 fazla ödeme alacağının artmasına neden olduğundan somut olayın özelliği ve 24.12.1973 gün, 1973/4 E, 1973/6 K. sayılı içtihadı Birleştirme kararı dikkate alınarak daha yüksek oranda bir indirim yapılmasının gerekeceği-
Sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu, usule ilişkin kanun değişikliğinin geçmişe etkili olarak uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu- 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay'ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılmasının mümkün hale getirildiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.