Bonodaki imzaların borçlu eli ürünü olduğunu kontrol etmeden ya da imzaların huzurunda atılmasını sağlamadan bonoyu alan alacaklının, imza itirazı kabul edilen borçluya karşı başlattığı takipte ağır kusurlu sayılacağı, mahkemece, borçlu yararına tazminata ve ayrıca alacaklı aleyhine para cezasına hükmedilmesi gerekeceği-
Tasarrufun iptali davalarında İİK. mad.  281/7 uyarınca uygulanan ihtiyati haciz, tasarrufun iptali davasının kabulü ile kesin hacze dönüşeceğinden ve şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunan alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasından önce olduğundan, şikayetçi hacizlerinin daha önce kesinleştiği ve şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği-
Kararın şikayetçi borçluya tebliğinden itibaren yasal 10 günlük süreden sonra istinaf edildiği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun süre aşımından reddine karar verilmesi gerektiği-
Şikayete konu ihale tarihinden önce, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin itirazın iptaline ilişkin kararının temyizen bozulduğu görülmüş olup ihaleye konu taşınmazın bu aşamadan sonra satışının mümkün olmadığı, ihale ve şikayet tarihlerinden sonra verilen itirazın iptali kararı ve bu kararın onanmasının şikayete konu ihale yönünden geriye etkili sonuç doğurmayacağı- Taraflara tefhim edilen kısa karar ile şikayetin reddine karar verildiği, gerekçeli kararda ise şikayetin reddi ile birlikte borçlu aleyhine ihale bedelinin % 10’u oranında para cezasına hükmedilerek kısa karar ile gerekçeli karar hüküm fıkraları arasında çelişki yaratılmasının da isabetli bulunmadığı- 
Taşınmaz rehni sözleşmesi kapsamında teslim edilen eklentilerin nelerden ibaret olduğu, bu eklentilerin halen taşınmaz üzerinde bulunup bulunmadığı, bulunmadığı takdirde başka adrese taşınıp taşınmadığı, mevcut hali ile kullanılabilir durumda olup olmadığının tespitinin gerekeceği-
Noterin sorumluğu açısından da TMK'nın 1007 nci maddesi gereği devletin sorumluluğundaki şartların, yani noterin ya da çalışanın görevini yaparken bir eylemi, doğan bir zarar ve eylem ile zarar arasında illiyet bağı olması şartlarının geçerli olduğu- Hayatın olağan akışına göre şirket yöneticisi olan ve ticaretle uğraşan bu sebeple tacir vasıflarına sahip olması beklenen davacının taşınmazın tapusunu almadan ya da para kaybı yaşamasını engelleyecek yöntemler kullanmadan tapu malikine ait olmayan, üstelik döviz şirketine ait hesaba hiç tanımadığı bir kişi ile yaptığı telefon görüşmesi sonucu yüklü miktarda para göndermesi, sonrasında da bu paranın döviz şirketince avroya çevrilmesine ve döviz satışı olarak gösterilen işlemle üçüncü kişiye teslimine ilişkin makbuzları imzalaması davacı açısından ağır kusur olup, davacı yönünden önceden öngörülemeyen bir durumun da bulunmadığı; keza tapu malikini temsil eden Av. ........’in kendisini tapuda devir işleminden bir gün önce arayan kişinin babasına ait taşınmazın satışı için ertesi güne tanıdık vasıtasıyla vekaletname hazırlatması, tapu maliki olan............. ile hiç görüşmemesi, görüşme çabasının olmaması, notere gidip vekaletnameyi ve noterin aldığı nüfus kayıtlarını incelemiş olsa tapu malikinin ............. isimli bir oğlunun olmadığını göreceği; üstelik 1567 sayılı Kanun gözetildiğinde taşınmaz bedelinin döviz şirketi aracılığıyla aktarılmasına müdahale etmediği, haliyle hukukçu kimliği ile bağdaşmayacak şekilde hareket ettiği; paraları kim olduğu belli olmayan üçüncü kişiye döviz bürosu dışına çıkararak makbuz almadan teslim eden döviz bürosu çalışanlarının kusurlu davranışları sonucu illiyet bağının kesildiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İİK.’ nun 67. maddesinde düzenlenen itirazın iptali davası genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine itiraz üzerine açılan bir dava olup, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe icra mahkemesine yapılan itiraza karşı açılmayacağı- Davacı ıslah ile dava sebebini veya talep sonucunu değiştirebileceğinden ve davacı itirazın iptali talebini alacak talebi olarak ıslah ettiğini bildirmiş olduğundan Bu durumda ıslah talep edilebileceğinden, mahkemece ıslah talebinin HMK 177 vd. maddelerine uygun olup olmadığı üzerinde durulup varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Somut olayda, alacaklının cevap dilekçesinde; davacı şirket yetkilisi olarak İ.' nin bilinmesi nedeniyle senede F.' ye imza attırmadıklarını beyan ettiği ve imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını kabul ettiğine göre, mahkemece imza incelemesi yapılmasının gerek olduğu- O halde, mahkemece, bilirkişi incelemesi yapılmadan önce alacaklının bonolardaki imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olmadığı yönündeki ikrar niteliğindeki beyanı göz önünde bulundurularak, imzaya itirazın kabulü ile takibin durdurulmasına ve imza incelemesi yapılmadan sonuca gidilmesi gerekirken; imza incelemesi yapılarak alacaklının tazminat ve para cezasına mahkum edilmesinin isabetsiz olduğu-
Kamu davalarıyla birlikte açılan ödence davalarının miktarı iki bin beş yüz kuruşu geçtiği takdirde ödenceye dair verilen hükümden miktarına göre ayrıca nisbi harç alınması ve dava konusunun değeri iki bin beş yüz kuruştan fazla değilse hükmolunacak ödence için başkaca nisbi harç alınmamasının gerekeceği-
Cezanın ertelenebilmesi için mahkumiyetin bulunmaması ya da bu mahkumiyetin hukuki sonuçlarıyla birlikte ortadan kalkmış olmasının gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.