Mahkemece, davacı alacağının hesabında davalı yüklenici tarafından yapılan inşaatın bedeli mahsup edilerek inşaat yapım aşamasında ödenmeyen işçi sigorta primleri, damga vergisi, işsizlik primi ve gecikme zammı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, yapılmış bulunan inşaatın ruhsatının bulunup bulunmadığı, ruhsatı var ise imalatın yasal olup olmadığının araştırılmadığı anlaşıldığından bilirkişilerden alınacak ek raporla yapılmış bulunan inşaatın ruhsatının bulunup bulunmadığı, imara ve ruhsata uygun olup olmadığının denetlenmesi, uygun ise yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre imalat bedelinin belirlenerek sonuca göre mahsup işlemi yapılması, yasal olmayıp yasal hale getirilmesi imkanı da yok ise ekonomik değeri olamayacağından buna ilişkin mahsup yapılmaksızın davacı talebi hakkında karar verilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları gerçekleştiğine göre eşit kusurlu eş yararına Türk Medeni Kanununun 174/1-2. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
23. HD. 22.05.2017 T. E: 2015/2479, K: 1529-
İnternet yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemi-
İİK.’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş bulunan “ticareti terk suçu”nun ticaret şirketi temsilcileri tarafından işlenemeyeceği-
İİK. mad 170/son uyarınca, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, hükmolunacak para cezasının, alacaklının genel mahkemede dava açması halinde, dava sonuna kadar tahsil edilemeyeceği, kötüniyet tazminatının tahsilinin ertelenip ertelenmeyeceği hususunda yasal boşluk bulunsa da, bu tazminatın tahsilinin de dava sonuna kadar erteleneceğinin kabulü gerektiği- Kötüniyet tazminatı yönünden icra müdürlüğünce alacak davası sonuçlanana kadar durdurulması kararı doğru ise de, takipte, vekalet ücreti ve yargılama giderinin de talep edildiği dikkate alındığında, icra müdürlüğünce, bu alacak kalemlerini de kapsayacak şekilde takibin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Alacaklının, takip dayanağı çeklerde, lehtarın cirosu ile değil, lehtardan sonra gelen cirantaların cirosu ile yetkili hamil sıfatını kazandığı görüldüğünden, alacaklı hamilin, imzaya itiraz eden lehtarın imzasının sıhhatini bilemeyeceğinden ağır kusurlu kabul edilemeyeceği, ayrıca, alacaklının çeki takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu da ispatlanamadığına göre, tazminattan sorumlu tutulması isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
12. HD. 10.10.2023 T. E: 1463, K: 5855
Borçlu sanığın mal beyanı dilekçesinde bildirdiği taşınmazın tapu kayıtları getirtilerek, taşınmazın kendisine ait olduğunun anlaşılması halinde, borcu karşılamaya yeterli olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre “İİK.’nun 332. maddesinde düzenlenmiş olan suçu işleme kastının bulunup bulunmadığı”nın takdir edilmesi gerekeceği-
Tanzim yeri bulunmayan takibe konu senette, keşideci adı soyadı altında yazılı olan mahalle ve sokak içeren adres, belirgin bir idari birimi belirtmediğinden, icra mahkemesince re’sen takibin iptaline karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 170/a uyarınca, borçlu yararına tazminata ve para cezasına hükmedilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.