“Alacaklıyı zarara sokmak için mevcudunu azaltma suçu” ndan dolayı yapılan yargılamalarda, şikayetçinin duruşmaya gitmemesi ve vekil de göndermemesi halinde, şikayet hakkının düşeceği; şikayetçi vekilinin verdiği mazeret dilekçesi hakkında olumlu ya da olumsuz karar verilmeden, şikayetçinin yokluğunda mahkumiyet kararı verilemeyeceği-
Davalıların eyleminin haksız fiil niteliğinde olduğu, süresi içerisinde zamanaşımı definde bulunulduğu, işbu davada zamanaşımı yönünden davacı lehine usuli kazanılmış hak bulunmadığı, cezanın üst sınırına göre ceza zamanaşımı süresinin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 102 nci maddesinin dördüncü fıkrası ve 104 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 5 yıl, uzamış zamanaşımı süresinin ise 7,5 yıl olduğu, davacının 2000 yılında davalı şirkete para yatırdığı buna karşın eldeki davanın 2013 yılında 7,5 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığı gözetilerek Mahkemece zamanaşımı sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Çekin kanuni süresinde yetkili hamil tarafından bankaya ibrazında, muhatap banka tarafından çek üzerinde yapılacak inceleme, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu'nda yazılı hususlarla sınırlı olacağı- Muhatap banka tarafından çek hesabında yeterli karşılık varsa çek bedelinin hamile ödenmesinin zorunlu olduğu- Çek hesabında yeterli karşılık bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, Çek Kanunu'nun ilgili maddesinde yazılı hususlar çekin arkasına yazılmak suretiyle karşılıksızdır işlemi yapılmasının zorunlu olduğu- Çekin süresinde yetkili hamil tarafından muhatap bankaya ibrazında, şayet yeterli karşılığı bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, 5941 sayılı Kanun'un 3 maddesinin 4. bendinde yazılı hususların, çekin arkasına yazılmak suretiyle 'karşılıksızdır' işleminin yapılması gerektiği-
Gerçek zararın, mal varlığının haksız eylemden önceki duruma gelmesi, bir başka anlatımla haksız eylem meydana gelmeseydi ne durumda olacaksa o duruma getirilmesi için gerekli olan tutar olduğu- Eksik yatan gelir vergisinin, kanunen ödenmesi zorunlu olan borçlardan olup davalının haksız eylemi ile ortaya çıkan bir sonuç olmadığından gerçek zarar kapsamında olmadığı-
İİK. 170/IV uyarınca alacaklıya para cezası verilmemiş olmasının, borçlu tarafından temyiz konusu yapılamayacağı—
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayetçi tarafça borçlu aleyhine yürütülen kambiyo senedine özgü ilamsız icra takiplerinde ödeme emrinin borçluya 28.11.2011 ve 29.11.2011 tarihlerinde tebliğ edildiği, İİK'nın 264/5. maddesine göre, borçlunun ödeme emrini tebliğ aldıktan sonra 5 günlük itiraz süresi içerisinde borca ve sair nedenle itiraz etmemesi ile takiplerin kesinleştiği, ancak, İİK'nın 264. maddesinde belirtildiği üzere, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takiplerde ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresinin dolması ile kesin hacze dönüştüğü, icra müdürlüğünün dosyasında hazırlanan 10.12.2012 tarihli sıra cetvelinin derece kararı itibari ile doğru olduğu-
Davacının stajyerlik sözleşmesine istinaden davalı tarafa ait iş yerinde çalışırken, ölümüyle gerçekleşen olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiği anlaşılmakla; görevli olan mahkeme, İş Mahkemesi midir yoksa, davacı ile davalı arasında bir iş sözleşmesi mevcut olmadığı gerekçesiyle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel mahkemeler midir-
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği somut olayda, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi karşısında, grafoloji konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu belirten 09.12.2019 tarihli raporun hükme esas alıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre imzaya itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
İhalenin feshi davasında, muhammen bedelin üzerinde gerçekleşen satışta davacının ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.