İhaleye ilişkin şartnamenin düzenlenip, ilan edildiği tarihte halen eski yasa hükümleri yürürlükte olduğundan, ihale bedeline ilişkin koşulların eski yasa kapsamında % 60 ve % 40 oranları üzerinden ilan edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığını, ancak ihalenin, o tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümleri (6352 s. Kanun değişikliği öncesi İİK. mad 129) doğrultusunda ilk ihale gününde % 60 oranı üzerinden yapılacağı kabul edilip, ilanda da bu şekilde belirtilmesine rağmen, birinci ihale gününde % 50 oranı üzerinden satışın başlatılıp, taşınmazın % 60 oranının altında bir bedel ile ihale edilmesi usulsüz olduğunu ve mahkemece ihalenin bu nedenle feshedilmesi gerekeceği-
Alacaklı İİK.’ nun 121. maddesine göre icra hukuk mahkemesinden yetki alıp izale-i şüyu davası açmakla satış istemiş gibi kabul edilmiş ise de, alacaklı yetki alıp bir sene içerisinde izale-i şüyu davası açmakla birlikte, izale-i şüyu kararından (kanınımızca; kararın kesinleşmesinden) itibaren İİK.’nun 106. maddesinde belirlenen bir yıllık süre içerisinde satış talebinde bulunmadığı, bu durumda, alacaklının haczinin düştüğü kabul edilerek oluşan sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
İcra memurunun sorumluluğundan kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, kaldırılmaması gereken hacizler için de müzekkere yazıldığı ve hacizlerin kaldırılmasını müteakip dava dışı borçlunun bir kısım taşınmazlarının satıldığı, diğer taşınmazlar üzerindeki hacizlerin ise ikinci sıraya düştüğü ve bu taşınmazların satışının talep edildiği anlaşılmakla, mahkemece tüm takip aşamaları, davacıya ait bir kısım taşınmazın cebri icra yoluyla satılarak satış bedelinin icra dosyasına yatırıldığı da gözetilerek davaya konu edilen gerçek zararın bilirkişi heyeti marifetiyle tespiti gerektiği-
Haciz tarihinde taşınmazın, tapuda, takip borçluları adına kayıtlı olmayıp şikayetçi adına kayıtlı olduğu sabit ve tartışmasız olduğuna göre, mahkemece, şikayete konu icra memuru işleminin kısmen iptaline ve 3. kişinin taşınmaz mülkiyetini iktisap tarihinden sonra konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, davalı alacağının sıra cetveline ayrılan paydan daha fazla olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Geçici mühlet kararı henüz dolmadan da ............... tarihinde borçlu şirket hakkında yeni bir ticari ve iktisadi bütünlük kararı verildiği, bu durumda dosyada mevcut tüm hacizler ticari ve iktisadi bütünlük kararı ile geçici mühlet içinde konan hacizler olup hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği- Davalı alacaklı tarafın ................. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............. sayılı dosyasında ................ tarihli ek karar ile aynı konuda verilmiş bir karar varken yeniden karar verilemeyeceği iddialarının da yerinde olmadığı, dava ve şikayet konularının birbirinden farklı olduğu- Savunma hakkının kısıtlandığı ileri sürülmüş ise de davalı alacaklı vekilinin duruşmalara katıldığı, savunma hakkının kısıtlanmadığı- HMK'nın 326. maddesi gereği haksız çıkan taraf olarak alacaklı aleyhine yargılama giderine ve tarifede öngörülen vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin mahkeme kararında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Alacaklının sadece haciz talebinde bulunması veya sadece taşınmazın satışını istemesi yeterli olmayıp işlemin zamanaşımını kesmesi için gerekli masrafın da ödenmesi gerektiği-
Kesinleşen tasarruflar yönünden yeniden karar verilemeyeceği- İptal davalarında harç ve vekalet ücretinin hesaplanmasında, takip konusu alacak miktarı ile tasarruf konusu malın tasarruf tarihindeki değeri karşılaştırılarak; miktar yönünden daha az olanın esas alınacağı-
Mahkemece, şikâyetçinin takip dosyasından yasal süre içerisinde satış istememesi nedeniyle şikâyetçinin haczinin düştüğü, takibin 6183 sayılı yasaya tabi olduğunun kabulü halinde dahi 12 yıldır hiçbir işlem yapılmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen şikâyetlerin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
İpotekli malın satış bedelinin limite ulaşmaması halinde, satış bedeli ile limit arasındaki farkın asıl borçlu yönünden rehin açığına konu olabileceği- Muhtıraya esas alınan iflas erteleme davasında verilen kısa kararda “... ancak rehinli ve ipotekli alacaklar için, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takipler için alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde erteleme süresinden kalan süre için işleyecek faizin ipotekle karşılanamayan kısmının icra müdürlüğü tarafından hesaplanacak faizinin davacı tarafça teminatlandırılması halinde satışın durdurulmasına, aksi takdirde satışın durdurulamayacağına” şeklinde karar verilmiş olup alınan erteleme kararıyla satışı gerçekleştirilemeyecek ipotekli malın bedelinden mahrum kalınacağından, rehinle karşılanamayacak faizler için rehinli malın muhammen bedeli matrah alınması gerektiği- Alacaklının icra dosyasında yer alan talebinde de belirtildiği üzere, iflasın ertelenmesi kararı içeriğine göre “alacaklı tarafın satış talep etmesi ve satış gününün icra müdürlüğünce tayini halinde” hükmü gereği maddede yazılan teminatın hesabı alacaklı vekilince satışın talep edildiği tarihten başlatılması gerektiği- Bu teminatın hesaplanmasında mahrum kalınacak olan değerin, ipotekli malın muhammen değeri olarak esas alınması ve faizin erteleme süresinin sonuna kadar hesaplanması ve muhtıranın buna göre düzenlenip gönderilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.