1996 başlangıç tarihli 20 yıl süreli aylık %3 ciro bedelli kira sözleşmesi imzalandığı hususundaki uyuşmazlıkta, davacının davadaki talebi akdin feshi, bu olmadığı takdirde kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin olduğu halde mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ışığında akdin feshi ve uyarlama koşullarının varlığı hususunda araştırma yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli görülmeyen bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olmasının bozmayı gerektirdiği-
Mahkemece; yerinde uygulama yapılıp, uzman bilirkişiler düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişiklikler, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar araştırılıp değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çöktüğü; sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde, kiracının ne miktar kira parasından sorumlu olacağının belirlenmesi, böylece sözleşmedeki kira parasının tarafların amacına uygun objektif iyiniyet, hak ve nesafet kurallarının elverdiği ölçü ve düzeyde uyarlanması, aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekirken, sözleşmenin uyarlanmasına ilişkin açıklanan kural ve yöntemler gözetilmeden, eksik inceleme ile hazırlanan rapor uyarınca kira bedelinin belirlenmesine karar verilmesinin doğru görülmediği-
Salgın (pandemi) hastalık sebebiyle, kira sözleşme koşullarının (kira bedelinin) uyarlanmasına ilişkin açılan davada, şartların gerçekleşmesi durumunda "ihtiyati tedbir kararı" verilmesinin uygun olduğu- Kira bedelinin uyarlanması davasında, "davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği" gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinin isabetli olmadığı (Ankara BAM 15. HD ile Bursa BAM 4. HD.'nin kesin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin Yargıtay 3. HD. içtihadı)-
Kira parasının tespiti istemi-
Uyarlama davalarında, sözleşmeye bağlılık ve saygı esas olup, uyarlama daima yardımcı bir çözüm olarak düşünülmelidir; sözleşmeye yazılan özel hükümler, yorumlanıp tarafların sağladığı hak ve yararlar değerlendirilmesi, ekonomik değişikliklerin etkileri, kiralananın nitelikleri gibi somut olayın özelliği ile belirlenecek tüm objektif ve subjektif hal ve koşullar kıymetlendirilmeli, uyarlama yapılması kanaatına kavuşulursa, sözleşmedeki intibak boşluğu hak ve nesafet, doğruluk, dürüstlük kuralları (MK Md.4, 2/1) ışığında yasa boşluğunda olduğu gibi MK. Md.1’deki yetki kullanılarak doğrudan kendisinin yaratıp takdir ettiği bir kuralla hakim tarafından doldurulmasının gerekeceği-
Davacı bankanın faaliyetinin durdurulduğunu, aciz halinde bulunduğunu bilerek, bankadan alacaklı olan kişilerin alacağını temlik alarak yapılan takas talebinin (işleminin) İİK. 201 uyarınca geçersiz olacağı–
Tacir olan davacı yönünden, uyarlamanın temel koşullarından biri olan “Sonradan ortaya çıkan olguların tahmin edilemez nitelikte olması veya olgular tahmin edilebilmekle birlikte, bunların sonuçlarının somut olaya etkilerinin bu derecede ağır olabileceğinin öngörülememiş olması” unsuru gerçekleşmediğinden uyarlama yapılamayacağı-
3. HD. 19.09.2018 T. E: 2017/3615, K: 8697-
İpotek imar uygulaması sonucu oluşturulmuş ise bu durumda, tarafların özgür iradesiyle düzenlenmiş bir ipotek akit tablosu bulunmadığından ve İİK. mad. 148 vd. maddelerinde öngörülen bir hukuki ilişkinin varlığından söz edilemeyeceğinden, İİK. mad. 153/2 hükmünün uygulayamayacağı-
Kira bedelinin uyarlanmasına ilişkin davada, mahkemece; yerinde uygulama yapılıp, uzman bilirkişiler düşüncesinden de yararlanmak suretiyle, kiralananın niteliği, kullanma alanı, konumu, bölgede kira parasını da etkileyecek normalin üstündeki imar ve ticari gelişmeler gibi değişiklikler, emsal kira paraları, vergi ve amortisman giderlerindeki artışlar araştırılıp, değerlendirilerek, sonuçta işlem temelinin çöktüğü, sözleşmedeki çıkar dengesinin katlanılamayacak derecede davacı aleyhine bozulduğunun benimsenmesi halinde kiracının ne miktar kira parasından sorumlu olacağının belirlenmesi, böylece sözleşmedeki kira parasını, tarafların amacına uygun objektif iyiniyet, hak ve nesafet kurallarının elverdiği ölçü ve düzeyde uyarlanması, aksi halde ise davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.