Menfi tespit konulu ilamın kesinleşmeden takibe konulabilmesinin olanaklı olmadığı-
İtirazın iptali ilamının, itiraz üzerine duran icra takibinin devamını sağlayan bir ilam olduğu, itirazın iptali davasını kazanan alacaklının, ilamsız icra takibine devam edilmesini (haciz, satış, paranın ödenmesini) isteyebilmesi için itirazın iptali kararının kesinleşmesinin gerekmediği- İtirazın iptali kararını temyiz eden borçlunun, Yargıtay'dan icranın durdurulmasına karar verilmesini isteyebileceği- Yerel mahkemece reddedilen itirazın iptali davasının Yargıtayca bozulması üzerince, yeniden yapılan yargılamada mahkemece davanın kabulüne karar verildiğinden, alacaklının bu karar ile icra müdürlüğüne başvurarak takibin yenilenmesini ve borçluya güncel borç muhtırası çıkartılmasını talep edebileceği-
Aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamların kesinleşmedikçe infaz edilemeyeceği-
İİK. mad. 165 uyarınca, iflas davalarında karar verildikten sonra davadan feragat edilmesi mümkün değil ise de, taraflarca iflas kararına esas borcun davalı tarafından karar tarihinden önce ödendiği beyan edildiğinden, bu beyanlar üzerinde durularak, ödemeye ilişkin belge ve delillerin değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Temlik alacaklısı, menfi tespit davasına dahil edilmeden alacağın temliki yokmuş gibi davanın görülerek sonuçlandırıldığı anlaşıldığından, buna ilişkin hükmün temlik alacaklısının icra takibini durdurucu bir etkisinin bulunmadığı ve temlik alacaklısının haciz talebinin reddine ilişkin icra müdürlüğü işlemi hukuka aykırı olduğu-
Karar gerekçesinde "dava konusu taşınmaz başka birine satıldığı için tapu iptal ve tescili mümkün olmadığından...” denilerek tapu iptali davası kabul edilmemiş ise de yargılamada taşınmazın aynının tartışma konusu yapıldığı, bu nedenle ilamın infazı için kesinleşmesi gerektiği düşünülmeksizin şikayetin kabulü yerine yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Ceza ilamlarının kesinleşmeden icraya konulamayacakları–
İİK.nun 16/2. maddesinde, bir hakkın yerine getirilmesinden kaynaklanan şikayetler süre ile sınırlandırılmamış olup; istem ilama aykırılığı içermekte ve ilama aykırılık şikayeti kamu düzenine ilişkin olduğundan İİK.nun 16/2. maddesi kapsamında değerlendirilip şikayet konusu asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden takibin iptaline karar verilmesi yerine şikayetin süreden reddinin isabetsiz olacağı-
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açtığı tesçil davası sonucunda taşınmaza paydaş durumuna giren kişiye karşı açılacak şuf’a davasında, dava açma süresinin, tescil kararının kesinleştiği günden itibaren işlemeye başlayacağı (ve bu tarihe göre dava açma süresinin geçirildiğini davalının isbat etmesi gerekeceği)-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.