Eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamayı sürdüren davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemi-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığı olgusunun toplanan deliller ve denetmen raporuna dayanak oluşturan tutanak içeriğindeki tanık beyanları dikkate alındığında ispatlanıp ispatlanmadığı; tutanakta ismi geçen tanıkların mahkemede tutanakta yazılı beyanlarından rücularının haklı nedene dayanıp dayanmadığı; buradan varılacak sonuca göre davanın reddinin gerekip gerekmediği-
Davacının, eşi olan davalıdan boşanma sebebi olmayan bir olaya dayanan manevi tazminat talebinin boşanma davasının ferî mahiyetindeki TMK’nın 174/2. maddesi çerçevesinde incelenmesi hukuken mümkün bulunmadığı, davacı sadakat yükümlülüğünün ihlali olgusuna dayanmış ise de, bu durum manevi tazminat talebini boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkının saldırıya uğraması hususunu düzenleyen TMK’nın 174/2. maddesinin kapsamına dâhil etmeyeceği, davacı ile davalılardan eşi arasında bir boşanma davası bulunmadığından, davacının kişilik hakkı saldırıya uğradığı iddiasıyla açtığı manevi tazminat davasının hukuki dayanağı Türk Borçlar Kanunu’nun haksız fiile ilişkin hükümler olduğu ve bu nedenle davacının eşi olan davalıdan manevi tazminat talebini inceleyip karara bağlamakla aile mahkemesinin değil asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunun kabulü gerektiği- "Davanın hukuki dayanağının (TMK. mad. 185/3) sadakat yükümlülüğünün ihlali olduğu, bu olguya dayanarak açılacak manevi tazminat davasının boşanma davası ile birlikte açılabileceği gibi müstakilen de açılabileceği, uyuşmazlığın aile hukukundan kaynaklandığı, bu nedenle eşe karşı açılacak manevi tazminat davalarında taraflar arasında boşanma davası bulunup bulunmadığı hususuna bakılmaksızın aile mahkemesinin görevli olduğu, bu nedenle davanın davacı ile davalı eşi arasındaki manevi tazminat istemine ilişkin kısmı yönünden görev nedeniyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından kabul edilmediği- İçtihadı birleştirme kararlarının benzer hukuki konularda Yargıtay Genel Kurullarını, dairelerini ve adliye mahkemelerini bağlayacağı- Davacının dava dilekçesinde manevi tazminat istemine dayanak olarak gösterdiği maddi olgular; evlilik birliğinin devamı sırasında davacının eşi tarafından sadakat yükümlülüğünün ihlali niteliğindeki eylemini birlikte gerçekleştirdiği kişi olan ve evlilik birliğinin tarafı olmaması nedeniyle üçüncü kişi konumunda olan diğer davalının salt evli bir kişiyle birlikte olmak şeklindeki eylemine ilişkin olup davalının evli olduğunu bilerek davalı eşi ile birlikte olmaktan ibaret olduğu anlaşılan eyleminden başka doğrudan doğruya davacıya yönelik olarak bağımsız, özel ve nitelikli bir kişilik hakkı ihlâlinde bulunduğuna dair bir iddia da bulunmadığından, eldeki davanın konusu itibariyle davalının durumunun 06.07.2018 T. 5/7 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı kapsamında değerlendirilmesi gerektiği- Dosya kapsamından, davacının resmî nikahın kendisinin üzerinde olması hâlinde çocuklarına bakacağını bildirmesi üzerine davalıların anlaşmalı şekilde boşandıkları ancak fiilen ayrılmadıkları, davacının da bu durumu bilerek anlaşmalı boşanmadan iki gün sonra davacı ile evlendiği, ancak fiilen birlikte yaşamadıkları, davacının davalıların birlikte yaşadığını ve evlendikten sonra davalının kendisi ile birlikte yaşamayacağını bilerek resmî nikahla evlendiği anlaşıldığına göre, davacının açtığı bu davanın dürüstlük kuralına aykırı ve hakkın açıkça kötüye kullanılması niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği-
Davacının İİK 82/4 maddesine dayalı olarak haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için asıl uğraşısının çiftçilik olması, geçimini çiftçilikle temin etmesi gerektiği-
Ticaret şirketi yetkilisi olan sanığa isnat edilen suçun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerektiği- Borçlu şirketin yaptırılan zabıta araştırmasına göre adresinde bulunmadığının tespit edildiği, Vergi Dairesinden gelen yazıya göre borçlu şirketin 11.08.2014 tarihinden yazı cevap tarihine kadar vergi matrahının bulunmadığının bildirildiği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre de sanığın borçlu şirketin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK mad. 44 uyarınca bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Taraflar ile dinlenen tanıklar da DNA testini doğrulayıcı ve iddiayı kanıtlar mahiyette beyanda bulunduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği
12. HD. 10.10.2019 T. E: 3902, K: 14589-
İİK'nın 337/a maddesi ile yaptırıma bağlanan eylemin, tacirin ticareti terk etmesi değil, 44 ncü maddesine göre terk keyfiyetini 15 günlük süre içinde kayıtlı bulunduğu ticaret sicili memurluğuna bildirmemesi ve bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyanında bulunmaması olduğu- Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçu İİK’nın 337/a maddesinde düzenlenmiş olup, takibi şikayete bağlı olan seçimlik hareketli bu suçun; seçimlik hareketlerden herhangi birisinin işlenmesiyle, diğer koşulların da (alacaklının zarar görmesi ve borçlunun tacir olması gibi...) gerçekleşmesi halinde oluşacağı konusunda gerek uygulamada gerek öğretide herhangi bir duraksamanın mevcut olmaması ve somut uzlaşmazlıkta haciz tutanağı, vergi dairesi cevabi yazısı ve zabıta araştırması bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğunun dosya içeriğinden anlaşılması nedeniyle; sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmesinde isabetsizliğin olmadığı- Sanık vekilinin, sanığın iflas eden şirketin ticaretine son vermesi ve kapatmasının usulüne uygun olduğu ve haklı nedenlerle gerçekleştirildiği, sanığın borçluları zarara uğratma saikiyle hareket ettiğine dair dosyada en ufak bir delil dahi olmadığı, şüpheden sanığın yararlanacağı-
Borçlu şirketin şikayet tarihini kapsar şekilde en son verilen vergi beyanname örnekleri getirtilerek incelenip,Ticaret Sicil Müdürlüğünün cevap yazısında bildirdiği adreste zabıta araştırması yaptırılarak, delillerin bir bütün halinde değerlendirilmesinin gerektiği-
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir...
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.