Mahkemenin tebligatın usulsüz yapıldığına ilişkin değerlendirmesi yerinde olmakla beraber mahkemece ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edilmediğinin tespiti halinde ödeme emrinin iptaline karar verilmesi doğru olmayıp, şikayet eden hakkındaki takipten 01.09.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirmiş olmakla 7 günlük süre içerisinde dava açtığı ve yine hakkındaki takipten daha evvel haberdar olduğuna dair dosya kapsamında bir delil de bulunmadığı gözetilerek ödeme emri tebliğ tarihinin şikayet eden tarafça bildirilen tarih olarak düzeltilmesi gerekirken ödeme emrinin iptal edilmesinin doğru olmadığı-
Ana ve babanın çocukların kişiliklerine ilişkin hak ve ödevleri, özellikle çocukların şahıslarına bakmak, onları görüp gözetmek, geçimlerini sağlamak, yetiştirilmelerini ve eğitimlerini gerçekleştirmek olduğu, müşterek çocukların davacı anne yanında kalmasının çocukların bedeni, fikri ve ahlaki gelişmesine engel olacağı yolunda ciddi ve inandırıcı deliller bulunduğundan, velayet hakkının davacı anneye tevcih edilmesinin olanaklı olmadığı-
Davalı ile davacının "adres kayıt sisteminde" kayıtlı olan yerleşim yeri adreslerinin aynı adres olduğu, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinin, bilinen en son adres olarak kabul edileceğine ve tebligatın burada yapılacağına imkan veren Tebligat Kanununun 10. maddesine 6099 sayılı Yasayla ilave edilen hüküm; bu adresin aynı davada "hasım" olan diğer tarafın adresi olmaması halinde uygulanabileceği -
Davacının, davalıdan başka çocukları da bulunması halinde, onların da mali ve içtimai durumları araştırılıp, onlardan da alabileceği nafaka gözetilerek, sonucuna göre davalının payı kadar nafaka takdir etmek gerekeceği–
Ortaklığın giderilmesi ilamının tarafı ve ihale konusu taşınmazın hissedarı olan şikayetçiye satış ilanının usulsüz tebliğ edilmesi başlı başına ihalenin feshi sebebi olduğu-
“Ticareti usulüne aykırı terk etme” suçunun oluşabilmesi için tacirin fiili olarak ticareti terk etmesi ve bu durumu onbeş günlük süre içerisinde kayıtlı olduğu ticaret siciline bildirmemesi, bütün aktif ve pasifi ile alacaklılarının isim ve adreslerini içeren bir mal beyannamesi vermemesinin gerekmesi nedeniyle, öncelikle borçlu şirketin kayıtlı olduğu ticaret sicil müdürlüğünden yetkilisi/yetkilileri ve adresi tespit edilerek bu adreste borçlu ticaret şirketinin ticareti terk edip etmediği yönünde zabıta araştırması yaptırılarak ve kayıtlı olduğu Vergi Dairesi Müdürlüğünden en son beyanname örnekleri getirtilip sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun takdir edilmesi gerektiği-
Davalı erkeğin şizofreni hastası olduğu, düzenli bir işi ve geliri bulunmadığı, kendisi yoksulluk sınırında bulunan davalının müşterek çocuklar için tedbir ve iştirak nafakasıyla yükümlü tutulmasının doğru olmadığı –
12. HD. 02.05.2019 T. E: 2221, K: 7429-
Borçlu şirketin yaptırılan zabıta araştırmasına göre ... adresinde işyerleri bulunduğu ve faal oldukları bildirilmişse de, haciz zaptına göre borçlu şirketin sicil adresinde bulunamadığı, Vergi Dairesi yazısına göre borçlu şirketin üç aydır KDV beyannamesi vermediği, resen terk işleminin başlatıldığının bildirildiği, borçlu şirket yetkilisi sanığın savunmasında da taahhütlerini yerine getiremediklerinden battıklarını ve kirayı ödeyemediklerinden yer sahibi tarafından iş yerinden çıkarıldıklarını beyan ettiği ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen yazıya göre de sanığın borçlu şirketin yetkilisi olduğu, borçlu şirketin şikayet tarihi itibariyle sicil kaydının devam ettiği ve İİK. 44 uyarınca bir mal beyanını vermediği anlaşılmakla; suçun unsurlarının oluştuğu ve sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği-
Davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.