Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devletin sorumlu olacağı, TMK. mad. 1007 gereğince tapu müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumetten reddi gerekeceği hususu düşünülebilir ise de, HMK. mad. 124/4 uyarınca, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebileceğinden, temsilcide yanılma hali re'sen gözetilerek, davanın yöneltilmesi için davacı yana olanak verilmesi gerektiği-
Aciz halinde olduğu belgelenen borçlu tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu taşınmazı davalı üçüncü kişiye ivazlar arasındaki fahiş fark olacak şekilde satması nedeni ile bu tasarrufun İİK. mad. 278/3-2  gereğince iptali gerektiği- Dördüncü kişi yönünden ivazlar arasındaki fahiş farkın yeterli olmadığı, kötü niyetinin ispatlanmış olması gerektiği- Davalı ile tanık beyanı arasındaki çelişkili yönler, taşınmazda halen davalı üçüncü kişinin oturmasına rağmen bu konuda davalı dördüncü kişi tarafından yapılmış bir açıklamanın olmaması dikkate alınarak, ifadelerdeki çelişkilerin giderildikten sonra ve davalı üçüncü kişi ile dördüncü kişi arasında "gerçek" bir satışın olup olmadığı göz önünde bulundurularak, davalı dördüncü kişinin kötü niyetinin yeniden değerlendirilmesi gerekirken, dördüncü kişi hakkındaki davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İpotek tarihinde tapu kütüğünde taşınmazın "aile konutu" olduğuna dair bir şerh bulunmadığına göre, lehine ipotek tesis edilen davalılardan B.'ın kazanımı iyiniyetli olması halinde korunması gerekeceği- İyiniyetin varlığı asıl olduğuna göre, lehine ipotek tesis edilen B.'ınkötüniyetli olduğunu kanıtlama yükümlülüğünün bunu iddia eden davacıda olacağı-
Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçıların onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu oldukları-  Murisin alacaklılarının korunması belirtilen koşulların gerçekleşmesine bağlı olduğu, bunun için miras açılmış olmalı, ödemeden aciz bir muris bulunmalı, miras da süresinde reddedilmeli ayrıca reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalı, mirasın da kayıtsız şartsız reddi kararının iptali davalarında davalı tüm mirasçılara husumet yöneltilmesi gerektiği-  Bu konuda açılacak davanın herhangi bir süreye tabi olmadığı- Murisin ödemeden aczi açıkça belli olabileceği gibi resmen tespit edilmiş de olabileceği, borcun murise ait olması gerektiği-
Tasarrufun iptali davası-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan 3. kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczinin mümkün olmayacağı, uyuşmazlığa konu tescil kararı hacizden sonra verilip kesinleştiğinden taşınmazın, haciz şerhi ile birlikte 3. kişilere intikal edeceği, bu durumun, TMK mad. 1023'te tanımlanan 'tapuya güven ilkesinin' de doğal bir sonucu olduğu, sonuç itibari ile, haciz tarihinde borçlu taşınmazın hissedarı olduğundan ve haciz tarihinden önce davacı ve diğer mirasçılar lehine verilmiş ve kesinleşmiş bir tapu iptal ve tescil kararı bulunmadığından konulan haczin yasaya uygun olduğu-
Bir taşınmazın aile konutu olarak özgülenmesine ilişkin şerh olmasa dahi kimi du­rumlarda tapu maliki olmayan ve bu özgülemeden yararlanan eş kendi rızası dışın­da tapu maliki eşin yaptığı tasarrufların ortadan kaldırılmasını isteyebileceği-
Davalının çekişmeli taşınmazı hazine tarafından yapılan ihale sonucu satın aldığı, satın aldığı tarih itibariyle taşınmaz kayıtlarında hangi bir şerh bulunmadığı, taşınmazın belirlenen rayiç bedelini hazineye ödediği, tapuya güven ilkesi gereğince bu davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğu ve tazminattan sorumlu tutulamayacağı-
poteğin usulsüz olarak kaldırılması nedeniyle ipoteğin yeniden hükmen tesisi, olmadığı takdirde tazminat istemine ilişkin davada, bir kısım taşınmazların davadışı 3.kişilere devredilmiş olmasına rağmen, bir kısım dava konusu taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olduğu, ayrıca davacı tarafından ıslah dilekçesi ile usulsüz olarak fek edilen ipoteklerin yeniden tesisinin mümkün olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmasına rağmen mahkemece tazminat istemi yönünden muhtariyetine karar verildiği anlaşıldığından, mahkemece bir kısım taşınmazların hala davalılar adına kayıtlı olması, geriye kalan taşınmazlarında davadışı 3. kişilere devredilmiş olması karşısında, davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar yönünden ipoteğin yeniden tesis edilme şartlarının oluşup oluşmadığı hususları ile dava dışı 3. kişilere devredilen ve halen davalılar üzerinde bulunan taşınmazlar bakımından ıslah dilekçesiyle davacının tazminat isteminde bulunduğu değerlendirilmesi gerektiği-
“Aldatma (hile) ” hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil olmazsa tazminat isteği- TBK. mad. 39/1 uyarınca bir yıllık hak düşürücü sürenin öğrenme tarihten itibaren işlemeye başlayacağı, davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınacağı, diğer tarafın öğrenmenin daha önce olduğunu iddia etmesi durumunda bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.