Davacının çeki dava dışı şirketten teminat olarak aldığının ve bu çeki kaybettiğinin ileri sürüldüğü davada, bilirkişi raporunda davacı ile dava dışı şirket kayıtlarının birbirini doğruladığının belirtilmesinin, davalı tarafın çeki kötü niyetle iktisap ettiği ya da iktisapta ağır kusuru bulunduğu sonucunu çıkarmak için yetersiz olduğu-
Çekin kanuni süresinde yetkili hamil tarafından bankaya ibrazında, muhatap banka tarafından çek üzerinde yapılacak inceleme, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu'nda yazılı hususlarla sınırlı olacağı- Muhatap banka tarafından çek hesabında yeterli karşılık varsa çek bedelinin hamile ödenmesinin zorunlu olduğu- Çek hesabında yeterli karşılık bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, Çek Kanunu'nun ilgili maddesinde yazılı hususlar çekin arkasına yazılmak suretiyle karşılıksızdır işlemi yapılmasının zorunlu olduğu- Çekin süresinde yetkili hamil tarafından muhatap bankaya ibrazında, şayet yeterli karşılığı bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, 5941 sayılı Kanun'un 3 maddesinin 4. bendinde yazılı hususların, çekin arkasına yazılmak suretiyle 'karşılıksızdır' işleminin yapılması gerektiği-
TTK.’ nun 589. maddesinde öngörülen “imzaların istiklali” prensibi uyarınca davacı keşideci çekteki ciranta imzasının adı geçen cirantaya ait olmadığını ileri sürerek sorumluluktan kurtulamaz. Yine TTK.’ nun 599. maddesi uyarınca hamilin çeki iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmesi halinde şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülebilir. Somut olayda davalı hamil çekteki ciro silsilesini gözeterek çeki devraldığı ve dosya içeriğinden çeki kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin kanıtlanamadığı ve anılan yasa maddesi uyarınca “keşideci ile lehtar arasındaki şahsi def’ilerin iyi niyetli hamile karşı ileri sürülemeyeceği” gözetilmeden, mahkemece olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Zilyedinin rızası dışında elinden alınan hâmile yazılı çekin, çek hâ- mili tarafından kötüniyetle devralındığı kanıtlanmadıkça, geçersizliğinden bahsedilemeyeceği-
Davacı bankanın çekin hamili değil, muhatabı olduğu, çek iptali davası hamil tarafından açılabileceğinden, bankanın çekin iptalini istemesinde hukuki yararının bulunmadığı-
Keşidecinin, lehdar ile kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan ilişkiye dayanan def’ileri -hamil çeki iktisap ederken bile bile keşidecinin zararına hareket etmiş olmadıkça- hamile karşı ileri süremeyeceği–
Çekin istirdadı istemine ilişkin davada, ispat yükü davacıda olup, davacının, kendisinin yetkili hamil olduğunu, senedin rızası hilafına elinden çıktığını ve senedi elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerektiği-
Takipte bulunan hamilin kötü niyetli olduğu ispat edilmediği sürece, takip borçlusunun keşideci veya önceki hamillerden biri ile kendi arasında mevcut olan ilişkiye dayanan def’ilerini hamile karşı ileri süremeyeceği—
Takip dayanağı çek, süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo senedi vasfını taşımadığı gibi, takip yapan alacaklının da takip yapmakta yetkili hamil olmaması nedeniyle, icra mahkemesince, itiraz eden borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Dava konusu çeklerin keşide tarihlerinde tahrifat yapıldığı,çeklerin tahrifattan önceki keşide tarihleri itibarıyla değerlendirilmesi gerekeceği, çeklere ciro yoluyla hamil olan davalıya karşı şahsi defi'lerin ileri sürülebilmesi için hamilin çekleri kötüniyetle iktisap ettiğinin kanıtlanması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.