Irk, millet, aşiret veya kabile isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı ve yeniden takılamayacağı, ancak gerçek kişilerin ön adlarının verilmesinin düzenlendiği yasal mevzuat kapsamında ise söz konusu ismin (Kürdistan Toprak) tescilini ve kullanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığı ve bu hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak biçimde mahkemece mevcut ismin silinerek yerine isminin verilmesinin hukuken mümkün olmadığı-
Davanın hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi olup, davacının kullanmak istediği adın Türk Harflerinden oluştuğu ve davacı iddiasının kolluk araştırması ve tanık anlatımları ile doğrulandığı da dikkate alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekirken, almak istediği adın Türkçe karakterler içermediği ve tanıkların da olayı tam doğrulamayıp, davacının hukuki menfaati oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Vakıf hukukunda esas olanın vakfın kuruluş senedine yansıyan kurucu iradenin -yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- olduğu gibi korunması ve sürdürülmesi olduğu, davacı tarafından herhangi bir gerekçe gösterilmeden ve bu hususta mahkemece bir araştırma yapılmadan, kuruluş sırasında kurucu irade tarafından belirlenen vakfın adının değiştirilmesine ilişkin senet değişikliğinin tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kişinin anne adının düzeltilmesi, kişi ile mevcut annesi arasındaki bağı ortadan kaldıracak olup anne adında bir değişiklik yapılacaksa, adın değiştirilmesi kişinin kendisine sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğundan, annenin kendisinin açacağı adın değiştirilmesi davasında görülecek bir husus olduğu dikkate alınmadan .. ile oğlu .. (davacı) arasındaki bağın koparılmasına neden olacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Soybağı düzeltilmesi davalarında görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu-
Aynı konuda kayıt düzeltme davasının bir kez açılabileceği-
Soybağı düzeltimine ilişkin davada babalık yönünden başından itibaren bir kuşkunun mevcut olduğu, bu farklılıklar karşısında; nüfus kaydındaki hem ana hem de baba adının değiştirilmesini istendiği böyle bir durumda; gizlenen nedenin kanıtlanmasının (gizlenen nedenin kanıtlanması için yeterli delil gösterilmemiş veya sunulan deliller inandırıcı bulunmamışsa genetik incelemeye de başvurulması gerekebilecektir) yeterli olacağı, soybağının düzeltilmesine yönelik davalarda ise; çoğu zaman bir örtülü neden sözkonusu olmayacağı gibi; hakimin re’sen araştırma ilkesinin (TMK.md.284/1) sonucu olarak, kanuni karineleri (TMK.md.287,288.290.302) göz önünde tutarak genetik araştırma yapmasının (6100 s.HMK.md.292, TMK.Md.284/2) da zorunlu olacağı, bu açıklamaların sonucu olarak, temyize konu davanın bir nüfus kayıt düzeltim davası niteliğinde olduğunun kabulünün gerekeceği-
Davacının ölen eşinin (kocası) babasının ismini değiştirilmesi, babalık davası niteliğinde olup; talep yönünden görevli mahkemenin Aile mahkemesi, annesinin adının değiştirilmesinin nüfus sicilinde ana isminin düzeltilmesi niteliğinde olup; bu talep yönünden görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu, mahkemece, babalık davası yönünden dosyanın tefrik edilip görevsizlik kararı verilmesi; babalık davasında, nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davanın bekletici sorun yapılması, ana adının değiştirilmesi davası bakımından ise gösterdikleri takdirde tarafların delillerinin toplanması, birlikte değerlendirilip gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği-
Nüfusta yazılı baba (ana) adının düzeltilmesi davasında husumetin yaşıyorsa babaya (anaya) ölmüşse mirasçılarına yöneltilmesi gerekeceği–
“Kayıt düzeltilmesi” davalarında husumet–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.