Nüfus kayıtlarının düzenli ve gerçeğe uygun olarak tutulması hususunun kamu düzeni ile yakından ilgili olduğu- Nüfus kayıtlarındaki istemlerle ilgili davalarda, mahkemelerin hiçbir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğundan hakimin re'sen araştırma ilkesinin sonucu olarak kendiliğinden delil toplama yetkisine sahip olduğu- Doğum ve ölüm vukuatının nüfus kütüğüne geçirilmesinin nüfus idaresine verilmiş idari bir görev olduğu ve nüfusta kaydı bulunmayan davacının nüfusa tescili sırasında kendi adı ile tescil edilebileceği-
Davacının almak istediği soyadının Soyadı Kanunu’nun 3 ve Soyadı Tüzüğü’nün 7. ve 5. maddeleri gereğince "Funo" olarak değiştirilmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile isteminin reddine karar verilmiş ise de aynı zamanda Japon vatandaşı da olan davacının önceki soyadı olan "Funo"yu tekrar soyad olarak almasına engel bir durumun bulunmadığı-
“Adın değiştirilmesine itiraz”a ilişkin İsv. Fed. Mah. K.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesine göre, haklı nedene dayalı soyadın değiştirilmesi istemi-
Türk Medeni Kanunu'nun 27.maddesi kapsamında haklı nedene dayalı ad ve soyad değişikliği istemi-
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 27. maddesi kapsamında haklı nedene dayalı olarak müşterek çocuğun adının değiştirilmesi istemi-
5490 Sayılı Kanun mad. 36/1-a gereğince, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesi olduğu-
8. HD. 07.12.2017 T. E: 6486, K: 16413-
Irk, millet, aşiret veya kabile isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı ve yeniden takılamayacağı, ancak gerçek kişilerin ön adlarının verilmesinin düzenlendiği yasal mevzuat kapsamında ise söz konusu ismin (Kürdistan Toprak) tescilini ve kullanılmasını engelleyen bir hüküm bulunmadığı ve bu hakkın kullanılmasını ortadan kaldıracak biçimde mahkemece mevcut ismin silinerek yerine isminin verilmesinin hukuken mümkün olmadığı-
Davanın hukuki dayanağı Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi olup, davacının kullanmak istediği adın Türk Harflerinden oluştuğu ve davacı iddiasının kolluk araştırması ve tanık anlatımları ile doğrulandığı da dikkate alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekirken, almak istediği adın Türkçe karakterler içermediği ve tanıkların da olayı tam doğrulamayıp, davacının hukuki menfaati oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.