Her hukuka aykırı eylem, zararın oluşmasına neden olmayabilir; binanın yapımı sırasındaki hukuka aykırılık eylemi nedeniyle, davaya konu edilen olaydaki deprem, yani zarar doğurucu sonuç 17.08.1999 günü meydana gelmiş olup, eldeki işbu dava ise 16.02.2000 günü yani bir yıllık süre içinde aşılmış olduğundan bu sürenin TBK. m. 72 öngörülen iki yıl süreye uygun düştüğü-
Hareketsizliğin, hiçbir zaman ihtirazi kayıt ileri sürüldüğünü göstermeyeceği ve bu yolda bir karine oluşturmayacağı- İfanın icra tehdidi yada baskısı altında ödenmiş olması durumunda, rızai ödemeden bahsedilemeyeceğinden itirazı kaydın varlığının kabulü gerekeceği- Davacı, ödeme emrinin iptali isteminde bulunarak açtığı davada; yargılama sürecinde ödeme yapmış olması karşısında, ödemenin rızai bir ödeme olduğunun kabul edilemeyeceği- 2006/8 dönemine ilişkin idari para cezasının iptali kararı kesinleşmiş, 2003/1 dönemine ilişkin idari para cezası yönünden ise Kurumun bildirmiş olduğu tebliğ tarihlerine göre zamanaşımı süresi dolmuş olduğundan zamanaşımını kesen sebeplerin varlığından söz edilemeyeceğinden ve ödemenin de rızai bir ödeme olmadığı belirgin olduğundan, davacının istirdat hakkı söz konusu olacağından bu kapsamda bir değerlendirme yapılarak ödeme emrine konu idari para cezaları yönünden bir karar verilmesi gerektiği-
Rücuen tazminat davalarında zamanaşımı süresinin ödeme tarihi itibariyle başlayacağı, olay ve ödeme tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu gereği fiil ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıllık süreye tâbi olduğu-
Takip ya da dava sırasında zamanaşımı savında (definde) bulunmayan borçlunun, sonradan bu nedene dayanarak "olumsuz (menfi) tespit davası"/«geri alma davası» açamayacağı—
Hukuk davası, ceza davası derdest iken açıldığına göre zamanaşımı süresinin geçmediği, ceza mahkemesinde istenebilecek bir hakkın, hukuk mahkemesinde zamanaşımına uğramış olacağı ve istenemeyeceği-
İcra takibinde dosyanın işlemden kaldırılması halinde takip derdest kalmaya devam edeceğinden, takibin yapıldığı tarihte işlemekte olan zamanaşımı süresinin kesilmiş olduğu- Zamanaşımının alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden alacağın dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade ettiği- Borcun zamanaşımına uğramasıyla borcun (alacağın) sona ermeyeceği, sadece alacaklının alacağını dava yoluyla elde etme olanağının ortadan kaldıracağı, zamanaşımına uğramış bir borcun ifa edilebilen fakat dava edilemeyen eksik bir borç haline geleceği- TBK. 146'da (BK. 125'de) öngörülen zamanaşımı süresinin genel bir süre olup aksine bir hüküm bulunmadığı hallerde bütün alacaklar için geçerli olduğu- TBK. 149'a göre sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımının, alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı- Zamanaşımının durması halinde, o ana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresinin işlediği noktada duracağı, buna yol açan sebebin ortadan kalktığı andan itibaren kaldığı yerden işlemeye devam edeceği- Zamanaşımının kesilmesi halinde ise borçlunun veya alacaklının ya da hakimin belli fiilleri sonucu olarak işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı- Zamanaşımını durduran ya da kesen sebeplerin TBK.'da sayılarak belirtilmiş olduğu- Alacaklının borçlu hakkında dava açması veya icra takibinde bulunması ile zamanaşımının kesileceği, zamanaşımı kesilince kesilmeden itibaren yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağı-
Bir alacağın zamanaşımına uğraması yani alacağın "dava edilebilme" niteliğini kaybetmesi için, "zamanaşımı süresi"nin geçmesi gerekeceği- Zamanaşımı, hakkın ileri sürülmesini engelleyici nitelikte olup, alacak hakkı alacaklı tarafından, yasanın öngördüğü süre ve koşullar içinde talep edilmediğinde etkin bir hukuki himayeden, başka bir deyişle, dava yoluyla elde edilebilme olanağından yoksun bırakıldığı- Alacağın salt zamanaşımına uğramış olması, onun eksik bir borca dönüşmesi için yeterli olmadığı; bunun için borçlunun, kendisine karşı açılmış olan alacak davasında alacaklıya yönelik bir def'ide bulunması gerekeceği-
Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan rücuen tazminat istemi ilişkin eldeki davada, ıslah edilen bölüm yönünden zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı- İcra takibi yapılmasının zamanaşımını keseceği, zamanaşımının kesilmesi hâlinde yeni bir sürenin işlemeye başlayacağı, bu nedenle ıslah tarihi itibariyle iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı-
Olayda uygulanması gereken 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 581.maddesine göre, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar bakımından, bir tek ortağın yalnız başına bu mallarda tasarruf yetkisi bulunmadığından, tüm mirasçıların davaya katılımının sağlanması, usulünce muvafakatlerinin alınması ya da terekeye bir temsilci atanması ve onun huzuru ile davaya devam edilmesi gerekli olup; dava koşulu olan bu yönün mahkemece kendiliğinden dikkate alınmasının gerekeceği-
Borçlu tarafından ileri sürülen "borcun zamanaşımına uğramış olduğu" iddiasının İİK. mad. 265 'te belirtilen itiraz sebeplerinden olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.