Kiralayan veya kiracının ölü olması halinde kira ilişkisi devam ettiği sürece mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın, mirasçıların tamamı tarafından, tüm mirasçılara karşı açılması gerektiği-
Ortaklığın giderilmesi ilamına dayanılarak alıcıları üzerine ihalesi yapılan taşınmazın, hissedarlarından bir veya bir kaçının doğruladığı kira sözleşmesine dayanılarak işgal edildiği anlaşıldığı takdirde ibraz edilen bu belgenin tarihine bakılmaksızın İİK.nun 135. maddesinde bahsedilen 3. kişiler hakkındaki hükmün uygulanması gerekeceği, bu durumda ihale alıcısı hissedarların şikayetçi ile adi yazılı kira sözleşmeleri yaptıkları kabullerinde olduğundan şikayetçinin resmi bir belge ile belgelenmiş akde dayanarak kiracılığını ispatlamasına gerek olmadığı, başka deyimle anılan durumun gerçekleşmesi halinde alıcının bu maddeye dayalı olarak icra yoluyla tahliye isteyemeyeceği,ancak TBK hükümlerine göre mahkemeden tahliye talebinde bulunabileceği-
Kira sözleşmesine göre taşınmazın kiracılarının iki kişi olduğu anlaşılmakta olup kiracılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan kiracılardan diğerinin de davaya dahil edilmesi gerektiği-
Kiracının ölümü sonucu mirasçıların aynı yerde işi devam ettirmeleri halinde kiralayan tarafından mirasçılar aleyhine fuzuli işgal ne-deni ile elatmanın önlenmesi davası açılamayacağı–
İtiraz süresinde değilse, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği ve bu durumda alacak yönünden takip kesinleşmiş olup, davacının itirazın kaldırılması talebinde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı- Kiraya verenin vefatı halinde, mirasçılardan birinin tek başına tahliye davası açamayacağı-
Kiracının ölümünden sonra, hayatta kalan ve kiralananda oturan eşinin vereceği "tahliye taahhüdü"nün "müzayaka halinde iken verilmiş" sayılamayacağı ve geçerli olacağı-
Mahkemece davacının dava ehliyetine sahip olup olmadığına dair araştırma yapması, gerekirse TMK.'nun 405. maddesi ve HMK'nun 56.maddesi gereğince, davacının vesayet altına alınması gerekip gerekmediği hususunda vesayet makamına tezkere yazılması, vasi tayin edilmesi halinde husumete izin kararı da alınarak davacı vasisi tarafından davaya devam olunması ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece; davacıların davalılara ihtar göndermeden dava açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacıların Türk Medeni Kanun'un 705/2 maddesi gereğince murisin ölümü ile taşınmaz üzerinde mülkiyet hakkını kazandıkları, mülkiyetin intikali ile de iktisap tarihinden itibaren tüm mirasçıların birlikte kira alacağını talep edebilecekleri, davalı kiracının, ölüm tarihinden itibaren mal sahibi olan kiraya verenin mirasçılarına her hangi bir ihtara gerek olmaksızın kira bedelini ödemesi gerektiği, kaldı ki taşınmazdaki el birliği halinde mülkiyetin paylı mülkiyete çevrildiği, her paydaşın kendi hissesine düşen kira bedelini isteyebileceği de gözetilerek işin esası incelenip ve davalının ödeme savunması üzerinde de durulup sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu taşınmaz miras bırakandan intikal etmiş olup, davacının dışında başka mirasçıların bulunmadığı anlaşıldığından, davacının tek başına tahliye davası açma hakkının bulunduğu- Davalı kiracının takibe konu kira bedellerinin ödendiğini İİK'nin 269/c maddesi gereğince noterlikçe resen tanzim veya imzası tasdik edilmiş veya alacaklı tarafından ikrar olunmuş bir belge yahut resmi dairelerin veya yetkili makamların yetkileri dahilinde ve usulüne göre bir makbuz veya vesika ile ispat etmeye mecbur olduğu-
Kiracının ölümünden sonra kira ilikisini sürdüren ancak kira borcunu ödememiş olan mirasçı hakkında tahliye takibi yapılabileceği
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.