Davacı, davalı şirketi muhatap göstererek 09.07.2012 tarihinde fesih ihtarnamesi göndermiş ve ihtarnamede muaccel kira borcunu ödemeyen kiracıya borcunu ödemesi için Kanun’da öngörülen otuz günlük mehil vermiştir; temerrüt ihtarnamesi 11.07.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket otuz günlük yasal süreyi geçirdikten sonra ödemede bulunmuş ve temerrüt olgusu gerçekleşmiş olduğundan mahkemece, davalı şirket hakkında temerrüt nedeniyle tahliye kararı verilmesi gerektiği- Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, "davalının kira sözleşmesini kiracı ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmeyi şirket temsilcisi olarak imzalamadığı, bu nedenle kiracının davalı Y.E.Ö. olduğu, temerrüt ihtarnamesinde muhatap olarak sadece davalı şirketin gösterildiği, davalı kiracı Y.E.Ö.’ın gösterilmediği, geçersiz ihtarnameye dayanılarak temerrüt nedeniyle tahliye isteminde bulunulamayacağı, direnme kararının değişik gerekçe ile onanması gerektiği" görüşü ileri sürülmüş ise de, Kurul çoğunluğunca benimsenmediği-
Sözleşme kapsamında borçlunun 3. kişiden daire talep etme hakkının bulunduğu kesinleşmiş olarak; bu hakkın haczinin kesinleşmesi neticesinde ise, alacaklı tarafından yapılması gereken işin, İİK. mad. 120 gereğince yetki alarak genel mahkemeye müracaat etmekten ibaret olduğu, bu işlem yapılmadan hakkın yerine getirilmediği gerekçesiyle doğrudan 3. kişiden dairenin bedelinin istenmesinin ise İİK. mad. 89 ve 120' ye aykırılık teşkil ettiği-
Kural olarak eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların, ayrık durumlar hariç BK’nın 126/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbi oldukları, buna göre, yüklenici kasıt veya ağır kusuru ile akdi hiç veya gereği gibi yerine getirmişse gizli ayıba dayalı açılacak davalarda on yıllık, diğer hallerde ise beş yıllık zamanaşımı sürelerinin uygulanacağı, kural olarak 818 sayılı BK'nın 355. vd. maddelerinde yer alan eser sözleşmesinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda yüklenicinin borçlu temerrüdüne düşeceği, 818 Sayılı BK'nun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin, kural olarak alacağın muaccel ( ödenebilir ) olduğu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Rödovans Sözleşmesinin Geçerliliğinin Tespiti-
Taraflar arasındaki iflas davası-
Takibe dayanak kira sözleşmesindeki imzalar açık ve kesin olarak reddedilmediğinden, kira sözleşmesinin varlığı ve içeriğinin sözleşmenin özel şartlarına göre belirlenen kira alacağının takip hukuku bakımından kesinleştiği- Kira sözleşmesinin tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşme olduğu, kiralanan taşınmazın kiracılara teslim edilmediği itirazı karşısında alacağın varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiğinin ileri sürülemeyeceği- Kira sözleşmesinde kiralanan taşınmazın kiracılara teslim edilmediğine dair bir hüküm bulunmadığına göre, kiracı borçluların "kiralananın kendilerine teslim edilmediği" iddiasını İİK 269/c- 1 uyarınca yazılı belgelerle kanıtlamak zorunda olduğu- Borçluların itirazlarını bu nitelikteki belgelerle ispat edip edemeyeceğini incelemek ve sonuca varmak icra mahkemesinin yetkisi ve görevi içerisinde olduğundan, alacaklının itirazın kaldırılmasını istemesinde yargılamayı gerektir bir durum bulunmadığı- İspat yükü ters çevrilerek alacaklının itirazın kaldırılması isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu- "TBK 301 uyarınca, borçlular itirazında kiralananın teslim edilmediğini bildirdiğinden bu konu tartışmalı olduğuna göre kira sözleşmesinin delil olmayıp, yazılı delil başlangıcı olabileceği, icra mahkemesinin dar yetkili olup, çekişmeli hususlarda yargılama yaparak karar veremeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde alacak isteklerine ilişkin olduğu - Kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi arasındaki benzerlik yüklenici tarafından arsa üzerinde bina yapılması unsuru, temel farkın ise arsa sahibi tarafından yükleniciye satış yetkisi verilmesi ve yüklenicinin bu yetkiye dayanarak bağımsız bölümleri satması, elde edilecek gelirin ise taraflar arasında paylaşılması unsuru olduğu - Somut olayda sözleşme gereğince arsa sahibine ait parsel üzerinde 24 apart daire yapılması, dairelerin arsa sahibi ile yüklenici arasında %50'şer oranda paylaşılması, %10 pazarlama ve reklam giderleri düşüldükten sonra elde edilecek gelirin de aynı oranda paylaşılmasının kararlaştırıldığı - Taraflarca düzenlenen sözleşmedeki amacın, yapılacak inşaat nedeniyle edimlerin karşılığının tapu devri esası şeklinde değil, gelir paylaşımı suretiyle elde edilmesinin hedeflendiği, gelir paylaşımı esasına dayalı olduğu, nitekim aynı taşınmaz ile ilgili olarak arsa sahibi ile yüklenicinin birbirlerine karşı açtıkları davanın temyizen incelenmesi sonucunda sözleşmenin gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğunun kabulünün gerektiği -
Kiralananın tahliye edildiğinin ( kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin ) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmayıp; anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekeceği, kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğünün, kiracıya ait olup, kiracının, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamaması halinde. kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunması gerekeceği-
Davacı vekilinin verdiği feragat dilekçesinde özetle; dava konusu talepleri bakımından davalı şirketi ile sulh olduklarını, bu kapsamda dava konusu taleplerine ilişkin olarak davadan feragat ettiklerini, bu hususta gereğinin yapılmasını talep ettiği; davalı vekilinin dilekçesinde ise özetle; davacı tarafın davasından feragat ettiğini, feragat nedeniyle vekalet ücreti ile yargılama giderlerine ilişkin bir taleplerinin bulunmadığını beyan ettiği- Davanın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri "Maddi Tazminat" davası olması, davacı vekilinin vekaletnamesinde feragat etmeye özel yetkisi bulunması, feragatin karşı tarafın yahut mahkemenin muvafakatine bağlı olmaması hususları nazara alınarak davacı vekilinin kayıtsız ve şartsız feragati sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davacının kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuran ve ön inceleme duruşması yapıldıktan sonra sunulan feragat beyanı sebebi ile davanın feragat nedeniyle reddine ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği-
Alacak davası-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.