Kiralananın sonradan ayıplı hale gelmesi nedeniyle uğranılan zarar bedelinin tahsili istemine ilişkin davanın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde görülmesi gerektiği-
Kira alacağı ve cezai şart bedelinin tahsili istemlerine ilişkin davada; davalı kiracı kira sözleşmesinin feshi tarihine kadar olan kira bedelinden sorumlu olduğu; bu durumda sözleşmenin davalı kiracı tarafından 08/07/2013 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile feshedildiğine göre bu tarihe kadar olan kira bedellerinden sorumlu olduğu; kira sözleşmesi haklı bir nedenle feshedildiğine göre davalı kiracı sözleşmenin 11. maddesi gereğince son bir yıl kira bedelinin cezai şart olarak ödenmesinden sorumlu olmadığı; mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şirketlerin bilanço ve gelir tablolarında inceleme yapılarak davacı kiracının kâr kaybı olduğu sonucuna ulaşılmasının mümkün olmadığı-Mahkemece dava dışı şirketlerin belirlendiği aynı usulle davacı kiracının da kira sözleşmesinin başlangıç tarihinden dava tarihine kadar olan kâr değişikliği de belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kira alacağı ve cezai şart bedelinin tahsili istemlerine ilişkin davada; feshin, sürekli bir sözleşme ilişkisini ileriye doğru sona erdiren bozucu yenilik doğuran bir hak ya da işlem olduğu; kira sözleşmesinin davalı kiracı tarafından 08/07/2013 tarihinde tebliğ edilen ihtarname ile feshedilmiş olup, bu tarihe kadar olan kira bedellerinden sorumlu olduğu; kira sözleşmesi haklı bir nedenle feshedildiğine göre davalı kiracı sözleşmenin 11. maddesi gereğince son bir yıl kira bedelinin cezai şart olarak ödenmesinden sorumlu olmadığı; mahkemece bu hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kiracı tacirin, muayanehane olarak çalışma ruhsatının alınabilmesi için hangi özel koşulların sağlanması gerektiğini bilmesi gerektiği ve ticarethane olarak kullanacağı yeri tespit ederken bu koşulların mevcut olup olmadığını sözleşmenin başında öngörüp basiretle araştırması gerektiği- Kiracının binayla ilgili gerekli belgelere henüz sahip olmamışken sonrasında kiraya verene bırakacağını bildiği tadilatları tamamlayıp faaliyete başladıktan sonra bitimine az bir süre kala sözleşmeyi feshederek yaptığı harcamaların bedelini kiraya verenden talep etmesinin iyi niyet kuralı ve basiretli davranma ilkesi çerçevesinde haklı görülmediği- Aynı yerde bir kısım hekimlerin gereken raporları aldığı da gözetildiğinde kiraya verene daha ağır bir sorumluluk yüklemenin, sözleşmede açıkça muayenehane olarak çalışma ruhsatının alınamaması hâline ilişkin özel bir sorumluluk hükmü düzenlenmediğine göre, taraflar arasındaki edim dengesi ve hak ve nesafet ilkesine uygun düşmeyeceği-"Muayenehane ruhsatı almak kiracıya ait bir husus ise de kiraya verenin de bunu sağlamaya elverişli raporları vermesi gerektiği, bu raporlar mevcut olmadan kiracıdan kira sözleşmesine devam etmesinin beklenemeyeceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Davacı kiracı, alışveriş merkezi içindeki bir işyerini kiralamış olup alışveriş merkezinin tamamlanamamasından kaynaklanan eksikliklerin davacı kiracıyı etkilemesi kaçınılmaz olduğundan, taşınmazın ve içerisinde bulunduğu alışverişmerkezinin dava tarihindeki durumu gözetilerek kira bedelinden ne oranda indirim yapılması gerektiği belirlenip sonuca gidileceği-
Davalının, "davacı asilin boya problemi nedeniyle bir buçuk yıl sonra servise başvurduğu ve ayıp ihbar sürelerine uymadığı" yönündeki itirazı karşılanmadan karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Yargılama esnasında alınan iki bilirkişi raporu arasında açık farklılık bulunduğu gibi; görüşüne başvurulan bilirkişilerin hiç birisi boya konusunda uzman olmadığından, mahkemece, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve konusunda uzman ve içerisinde en az bir kimyager olacak şekilde oluşturulan 3 kişilik bilirkişi kurulundan alınan bir raporla hüküm tesisi gerektiği-
Taraflar arasında imzalanan ve ihtilaf konusu olmayan kira sözleşmesinde kiracı tarafından taşınmaza yapılan masrafların kira bedelinden mahsup edilebileceği kararlaştırılmış olduğunu göre, taşınmaz fiilen tahliye edilmemiş olsa dahi davacının talebinin haklı olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda mahkemece; uzman bilirkişi marifetiyle yerinde inceleme yaptırılarak taşınmaza yapılan zorunlu ve faydalı masrafların değerinin tespit edilmek suretiyle ve tespit edilen her bir masraf kalemi hakkında sözleşme hükümleri de değerlendirilerek ayrıntılı denetime elverişli bilirkişi raporu düzenlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece öncelikle taraflar arasındaki yazışmalar da değerlendirilmek suretiyle, mahallinde yeniden keşif yapılarak, kira sözleşmesinde kiraya verilen alan ile davacının halen kullanmakta olduğu alanın açık ve tereddüde yer bırakmayacak şekilde tespit edilerek, kullanılan alanın kiralanan alandan daha az olduğunun tespit edilmesi halinde TBK’nun 307. maddesi gereği ayıpla orantılı olarak indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananda ıslanma, nemlenme, küflenme ve rutubet oluşması nedeniyle kiralananın bazı kısımlarının kullanılamadiğı, kiracıya ait eşyaların zarar gördüğü, kiralananın ayıplı olduğu, eksikliklerin giderilmesi gerektiğine ilişkin davalı kiralayana bildirim yapıldığı, daha sonra kiralayanın kiralanandaki ayıpları gidermemesi üzerine akdin feshedildiği anlaşıldığından, davacı kiracının akdi feshedip taşınmazı tahliye etmesi karşısında artık geriye dönük olarak kira parasının indirilmesi talebinde bulunamayacağı- Davacı kiracının, kiralanandaki ayıpları kendisinin gidermeye çalıştığına yada bu konuda hakimden izin alma talebinde bulunduğuna ilişkin delil yada savunması bulunmamakta olup mahkemece, uzman bilirkişi yada bilirkişilerden rapor alınarak kiralananda sonradan çıkan ayıpların önemli ve esaslı ayıp olup olmadıkları, kiracı tarafından giderilebilecek nitelikte olup olmadıkları, ayıpların ve davacı zararının artmasında davacı kiracının kusuru bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davalı kiraya veren, "kira sözleşmesinin imzalanması esnasında kiralananın riskli yapıda olduğunu bilmediğini ve riskli yapıdan kaynaklı 6306 s. Kanun şerhinin sözleşme başlangıcından iki yıl sonra konulduğu" belirtilerek davalının bir kusurunun bulunmadığına karar verilmiş ise de; kiralananın, sözleşme gereğince ve sözleşme süresi boyunca, kiranın başladığı tarihte, kullanılmaya elverişli hukuki ayıptan ari bir şekilde teslim borcu kiraya veren davalıya ait olduğu- Önemli aypılardan sayılan "riskli yapı" özelliği kiralananın teslimi sırasında mevcut olan ve yapı maliki tarafından bilinmesi gereken bir ayıp olduğundan, kiraya veren malikin taşınmazının hukuki ve fiili durumunu bilmediğini iddia etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup iyiniyet kulları ile bağdaşmayacağı ve davalı-kiraya verenin kusurlu olduğunun kabulü gerektiği- Mahkemece öncelikle; davacının maddi tazminat talepleri açıklattırılarak, tarafların buna ilişkin tüm delillerinin toplanması, sözleşme hükümlerinin de değerlendirilmesi suretiyle davacı kiracının kiralanana yaptığı faydalı ve zorunlu masraf bedellerinin kalan kira süresi ile orantılı olarak ve ayrıca mahrum kalınan kâr kaybını isteyebileceği gözetilip davacı kiracı tarafından yapılan imalatların nelerden ibaret olduğu ayrıntılı ve tereddüte yer vermeyecek şekilde tek tek tespit edilip, hangilerinin zorunlu ve faydalı masraflar, hangilerinin lüks masraflar olduğunun belirlenmesi, belirlenen zorunlu ve faydalı masraf kalemlerinin imalat tarihi itibariyle yıpranma payı düşülmüş bedellerinin, kalan kira süresi ile orantılı olarak hesaplanması ve ayrıca kiracının aynı niteliklerde bir taşınmazı kiralaması için gereken makul süre tespit edilerek bu süre kadar mahrum kalınan kârın belirlenmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.