Davada, tapu iptali ve tescil, karşı dava ile de elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istendiği, kayıt malikinin, mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılmasının gerekeceği, çünkü Türk Medeni Kanunu’nun 1024. maddesi uyarınca, bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse, bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanaklarının olmadığı ve yasa ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından, hakkı zedelenen 3. kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanmasının mümkün olduğu-
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir hak olduğu, bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğacağı ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale geleceği, davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlaması gerekeceği-
Kooperatif ticari defterlerinin lehine delil olabilmesi için kanuna uygun olarak tutulmalarının gerektiği kooperatifin defterlerinin kapanış tasdikleri yapılmadığından sadece üye lehine olan hususlarda delil olma özelliğinin bulunduğu-
1. HD. 18.05.2017 T. E: 2016/18570, K: 2752-
Köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisinin köy muhtarına ait olduğu, köy muhtarının hukuki bir engelinin çıkması durumunda bu yetkinin aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanındığı-
Davacı ile dava dışı arasında imzalanan belge göz önüne alındığında taraflar arasında inançlı işleme dayalı olarak devrin yapıldığı, öte yandan tüm dosya içeriği ve dinlenen tanık beyanları itibari ile de davalı ile dava dışı ve davacı arasında alacak-borç ilişkisinin bulunduğu, bu alacak-borç ilişkisi nedeni ile davalı ile dava dışı kişinin aralarında anlaşarak dava konusu taşınmazın temlik işleminin gerçekleştirildiği, yine dinlenen tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere davalının dava konusu taşınmazı ediniminde iyiniyetli olmadığı ortaya konduğundan davalının TMK 1023.maddesi koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Miras payının devrine ilişkin sözleşmede parmak izinin yer alması halinde sözleşmenin parmak basan mirasçı yönünden geçerli olabilmesi için HUMK.297’deki koşulların gerçekleşmiş olması gerekeceği -
Kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, bedel talebine yönelik yemin metninin hazırlanması bakımından yemin teklif eden davacı tarafa kesin süre verilerek, yemin sorusu yeteri kadar açık bir şekilde tespit edip, karşı tarafın da yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesi sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
İ.lı işlem ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada; davacı ile dava konusu taşınmazı teminat olarak dava konusu taşınmazı temlik alan dava dışı üçüncü kişi arasındaki hukuki ilişkinin açıklığa kavuşturulabilmesi için üçüncü kişinin davada yer almasının zorunlu olduğu gözetilmeden sonuca gidilmesinin hatalı olduğu-
Mirasçılar arasında görülen muris muvazaasına dayanan tapu iptali ve tescil davasında; davacılar, tereke adına değil, kendi miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunduklarına ve bu yolla miras hakkı çiğnenen mirasçının kendi payı oranında iptal ve tescile karar verilmesi imkân dâhilinde bulunduğundan, böyle bir davada miras ortaklığının temsiline lüzum bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.