Elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davalarını mirasçılar ve mirasçılar dışında alacaklıların İİK. mad. 121 uyarınca icra hakiminden “yetki belgesi” almak kaydıyla açabileceği- Mülkiyet nakline yol açılabileceğinden bu davaya konu tüm taşınmazlara ait tapulama tutanakları ve dayanak belgelerinin, tapu kayıtlarında malik olarak görünene ait nüfus kayıtları ve mirasçılık belgesi temin edilerek taşınmazın gerçek maliki nüfus kayıtları esas alınarak tereddüte meydan verilmeyecek şekilde belirlenerek taraf teşkili sağlandıktan sonra hüküm kurulması gerektiği-
Önalım hakkı nedeniyle tapu iptal ve tescil istemi-
Islahın konusunu, tarafların yaptıkları usul işlemleri oluşturduğu- Taraflardan birinin, ıslah yoluna başvurabilmesi için daha önce yapmış olduğu bir usul işleminin bulunması gerektiği- Davaya cevap veren ve zamanaşımı savunmasında bulunmayan dava tarafının bu savunmasını ıslah suretiyle sonradan ileri sürebileceği-
Hile (aldatma) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı olmadığı, hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, sözleşmenin karşı tarafına yöneltilecek tek taraflı bir irade açıklaması ile bildirilebileceği gibi def'i veya dava yoluyla da kullanılabileceği-
Davalılarından ikisinin farklı numaralı konutlarda ikamet etmelerine rağmen birlikte sakin gerekçesiyle aynı kişiye tebliğ edildiği, bu durumun hayatın olağan akışına uygun olmadığından tebligatların usulsüz olduğu-
Davanın İİK’nun 94.maddesi uyarınca alınan yetkiye dayanılarak alacağın tahsiline yönelik açılmış olması nedeniyle, İİK 277 ve devamı maddelerinin olayda kıyasen uygulanması gerektiği, dava değerinin davacının alacak tutarı ile sınırlı olacağı ve bu miktar üzerinden harç alınması gerektiği gözetilerek harç ikmali yapılmasına gerek olması gerekeceği-
Kat karşılığı inşaat sözleşmesinin gereği olan tapu devrinin, davalı yüklenici kendi edimi olan inşaatı henüz tamamlamadan gerçekleştirildiği akabinde ise davaya konu taşınmaz yüklenici davalı adına tapuda kayıtlı iken davacı ile harici sözleşme düzenlendiğinden yükleniciye yapılan bu devirden sonra dava konusu dairenin davacıya harici satış sözleşmesiyle satılmasının alacağın temliki mahiyetinde olduğu- Tapulu taşınmazların resmî olmayan devri geçersiz ise de temlikin yazılı şekilde yapılmış olması şartıyla geçerli olduğu- İnşaatın tamamlanmasıyla davaya konu edilen yerin davalı tarafından müvekkiline fiilen teslim edildiği, elektrik aboneliğinin bulunduğu ve DASK poliçesi imzalandığı, söz konusu dairenin müvekkili tarafından kullanıldığı harici yapılan sözleşmenin her iki tarafının da edimlerini tamamıyla ifa ettikleri anlaşıldığından harici sözleşmeye geçerlilik tanınmayarak tapunun davacıya devredilmemesi hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırılık teşkil edeceğinden davacıya yapılan daire satışının geçerli kabul edilmesi gerektiği-
Hazine bakımından Türk Me­deni Kanunu'nun 1007. (eski 917) maddesin­den kaynaklanan bir zarar henüz ger­çekleşmediğinden, dava­cıların aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın akit tarihindeki gerçek değeri ile akitteki değeri arasında fahiş fark bulunması, davalının temlik tarihinde 16 yaşında olup alım gücü bulunmaması işlemin danışıklı oluğunu göstermektedir. Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.