Vekilin, vekalet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlü olduğu ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hallerde işi başkasına yaptırabileceği- Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlü olduğu- Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranışın esas alınacağı- Vekaletin kapsamının, sözleşmede açıkça gösterilmemişse görülecek işin niteliğine göre belirleneceği- Vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşmenin geçerli olduğu ve vekil edeni bağlayacağı- Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu hususun vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalacağı, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olmayacağı-
Mahkemenin görevi belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakmamak eldeki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünülerek dava konusunun davanın açıldığı gündeki değeri keşfen belirlenerek görevli mahkemeyi tayin etmek gerekeceği-
Kesinleşen orman sınırı içinde kalan tapu kaydının iptali ile tescil, şerhlerin kaldırılması ve elatmanın önlenmesi istemi-
Mahkemece, davacı tarafa önalım bedelini depo etmek üzere usulüne uygun şekilde süre verilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davası-
El birliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumu olduğu-El birliği mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan her birinin doğrudan doğruya bir hakkı da olmadığı, mülkiyetin bir bütün olarak ortaklardan tümüne ait olduğu- El birliği mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortak olduğu, elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu-
İ. sözleşmelerinin delille kanıtlanabileceği, bu yazılı delilin tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan ve inanç gösterilen kişi adına taşınmazın tapu da tescil edildiği tarihten önce düzenlenmiş belge olması gerekeceği, açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı taraf elinden çıkmış yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa inanç sözleşmesinin tanık dahil her türlü delil ile kanıtlanmasının olanaklı olacağı-
Medeni Kanunun 706. Borçlar Kanununun 213 ve 238. maddeleri gereğince tapulu taşınmazların temlikinin genel kural gereği resmî şekil-de yapılması zorunlu ise de; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b. maddesinin bu kuralın istisnasını oluşturduğu (Kural olarak tapu dışı satımlar geçersiz (MK.705) ise de, ancak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmesi halinde tapu dışı satıma geçerlilik tanınabileceği) -
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.