Davanın, tapu iptali ve tescil istemi olduğu, davalı tarafından yolsuz tescile ve tapu kaydına dayanarak iyi niyetle hak iktisap edip edemeyeceği başka bir anlatımla MK. nun 931. maddesinin koruyucu hükmünden yararlanıp yararlanamayacağı hususu söz konusu olup uyuşmazlığın bu noktada toplandığı, uyuşmazlığın çözümü için öncelikle tapulama tespiti sırasında 4753 sayılı Kanuna göre yapılan işlem sonucu oluşan tapu kaydı esas alınmak suretiyle Hazine adına yapılan tescilin yolsuz olup olmadığının araştırılmasının gerekeceği, başka bir ifade ile davacıların bu yerde mülkiyet haklarının belirtme tarihlerine kadar doğup doğmadığının araştırılması, yolsuz tescilinin varlığı kanaatine varıldığında bu kere toplanan delillere göre M.S.K.ın iyi niyetli olup olmadığının tartışılıp sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
«Aynı sözleşmenin -diğer mirasçılar tarafından açılan muris muvazaası davası sonucunda- muvazaalı olduğuna» dair mahkemece ve-rilmiş ve kesinleşmiş olan kararın, bu davada da, kesin delil oluşturacağı-
«Muris muvazaası»na dayalı tapu iptali, olmadığı takdirde «tenkis» isteğini içeren iddianın kademeli olarak ileri sürülerek, dava konusu edilebileceği -
Davacının muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davasında, davacının davasını kamilen ıslah ettiğine göre tebdil ettiği sebebe göre harcını ikmal etmesi gerekeceği-
Kural olarak; kadim yolların ve kapanmamış yolların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, ancak, kadastroda yol olarak belirlenen yerler ile kapanmış yolların koşulları oluştuğu taktirde zilyetlikle kazanılmasının olanaklı olduğu, bundan ayrı, ıslah yoluyla davanın tarafının değiştirilmesinin kural olarak mümkün olmadığı, ancak, TMK.nun 713/1. maddesine dayalı tescil davalarında, aynı kanunun 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği yasal hasım olduğundan ve bu tür davalar kamusal yönü ağırlıklı davalardan olması nedeniyle istisnai olarak ıslah yoluyla her zaman doğru hasıma davanın yöneltilmesinin mümkün olabileceği, hatta davada taraf gösterilmese dahi sonradan davanın bunlara yöneltilmesinin ve taraf teşkilinin sağlanmasının mümkün olduğu-
Dava, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir...
TMK. mad. 588 ve 33/2 dikkate alındığında, bir kimse hakkında gaiplik kararı verilebilmesi için diğer koşulların yanında en az iki kez ilan yapılmasının zorunlu olduğu, bir kez ilan ilan yapılmış ve bununla yetinilmek suretiyle sonuca gidildiğinden, ikinci ilanın yapılması ve ondan sonra bir karar verilmesi gerektiği-
Kamulaştırma davasında davacının taşınmaza dikmiş olduğu ağaçlar için belirlenen bedeli almış olan davalıların, ağaçları benimsedikleri ve dolayısıyla davacı aleyhine sebepsiz olarak zenginleştikleri, o halde, mahkemece; davacı tarafından dikilen ağaçların bilirkişi tarafından belirlenen değerinin (kamulaştırma davasında da ağaçlar için aynı tutarda kamulaştırma bedeline hükmedilmiş olduğu gözetilerek) davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Davacı, davalının adresini dava dilekçesinde bildirmediği için kendisine verilen bir haftalık süre içerisinde de davalının adresini bulamadığı takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verilemeyeceği, bu durumda mahkemece yapılan araştırmadan sonra gerekirse ilan yoluyla dava dilekçesinin tebliği gerekeceği, bunun gibi tarafın gösterdiği adreste davalının bulunamaması halinde mahkemece davalının açık adresinin araştırılmasının gerektiği-
Daire satışına ilişkin müteahhitle yapılan sözleşmenin, resmi şekil-de yapılmadıkça geçerli olmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.