Alacak, tapu iptali ve tescili davası-
Taraflar dilekçelerinde tanık deliline dayandıkları halde mahkemece ön inceleme duruşmasında tanıklarını ve diğer delillerini bildirmeleri hatırlatılıp, davanın esasına girilerek, gösterdikleri veya gösterecekleri deliller toplanıp, tanıkları dinlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Olayların akışına göre iktisabının iyiniyete dayandığı asla kabul edilemeyecek olan kişinin MK. 1023 hükmünden yararlanamayacağı-
Karşı davacı vekiline, kimleri hangi talepler için davalı gösterdiği açıklattırılarak, hükümde her bir davalı için ayrı ayrı karar verilmesi gerekirken, HMK'nın 297. maddesine aykırı olarak, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının hatalı olduğu- Yüklenici kooperatif üyesinin, doğrudan arsa sahibinden kendisine isabet eden bağımsız bölümün adına tescilini isteyebilmesi için, öncelikle yüklenici kooperatifin sözleşme gereğince tüm edimlerini ifa etmesi zorunlu olduğu gibi üyenin de kooperatife karşı yükümlülüklerini yerine getirmesi veya kooperatife borcu olmasına rağmen diğer ortaklara tapunun devredilmiş olması gerektiği-
Önalım (şuf’a) hakkının kullanılması nedeni ile önalım hakkı sahibi alıcının, bedele ilişkin yükümlülüğü, hakka konu olan payın kullanıldığı tarihteki (önceden kullanılmamışsa dava tarihi) değeri olması gerekeceği-
Dava konusu taşınmazların mutasarrıflarına vakıf malının kuru mülkiyetinin geçip geçmediği, buradan varılacak sonuca göre mutasarrıfın mirasçı bırakmadan ölmesi durumunda taşınmazın mülkiyetinin Hazine adına tescil edilip edilemeyeceği- Özel Dairenin ikinci bozma kararı önceki bozma kararını ortadan kaldıracak nitelikte olduğundan mahkemece verilen son kararın temyiz inceleme görevinin Özel Daireye değil, Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu- 1086 sayılı Kanun’un 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun ile değiştirilmeden önceki 429 uncu maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hükmün usulü kazanılmış hakkın istisnasını teşkil etmesi nedeniyle davalı yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan söz edilemeyeceği- Dava konusu taşınmazların mutasarrıfları adına tescil edildikleri ve mutasarrıfların bila varis olarak ölü veya meçhul olduğunun tespit edildiği tarih itibariyle bu kişilerce taviz bedelinin ödenerek taşınmazların maliki olduğu hususu dosya kapsamı ile sabit olmadığından, dava konusu taşınmazların 2762 sayılı Kanun’un tasfiye hükümlerinin işlemesinden önce kuru mülkiyetinin mutasarrıfa geçtiği ve mutasarrıfın tam malik sıfatını kazandığının söylenemeyeceği- 2762 sayılı Kanun’un 29 uncu maddesinde açıklanan koşullar gerçekleşmeden mirasçı bırakmaksızın ölen mutasarrıflar, malik olamayacağı gibi tasarruf hakkı dahi sona ereceğinden taşınmazın mülkiyetinin Hazineye geçtiğinin de ileri sürülemeyeceği-
Tapu iptali ve tescil istemli davada, dava konusu taşınmazın değeri üzerinden nispi harç alınması gerektiği- Davacı tarafça eksik nispi harcın tamamlanması halinde; mahkemece; bağımsız bölümün davacı arsa sahibine sözleşme kapsamında teslimi gerektiğini bilen davalıların teslimi gerçekleştirmeyerek öncesi itibariyle sattıkları daha sonra aynı kişiden satın almak suretiyle davalı bağımsız bölümün kayıtlandığı, bu kişilerin sözleşmenin ve davanın tarafı olduğu dikkate alınarak, davacıdan taşınmazı üzerindeki takyidatlarla yüklü olarak tescil isteyip istemediği sorularak, ipotek ve hacizlerle yüklü olarak talepte bulunması halinde, üzerinde bulunan takyidatlarla birlikte tapu iptali ve tescile karar verilmesi; takyidatlardan ari olarak tapu iptali ve tescil isteminde bulunması durumunda ise, akit tablosu celp edilerek taşınmaz üzerinde mevcut hacizlerinin devam edip etmediği, yine Bankasnın ipoteğinin kim tarafından konulduğu, devam edip etmediği araştırılarak, gerektiğinde davacı vekiline ipotek ve haciz sahipleri aleyhine dava açarak işbu dava ile birleştirilmesini sağlamak üzere süre verilmesi, ipoteğin ve hacizlerin kaldırılması mümkünse fekleri, aksi halde bedellerinin depo edilmesi hususları karar yerinde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, elatmanın önlenmesi, tapu iptali ve tescil davasında, davalı M.G.'nin sadece adına tapuda kayıtlı olup iptâline karar verilen 8 no'lu bağımsız bölümün değeri üzerinden vekâlet ücreti ve bu değerin taşınmazın bütününe olan oranı üzerinden diğer yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Mahkemece, düzenleme ortaklık payı düşüldükten sonra kalan miktarın davacılar adına paylı olarak tescili gerekirken bozma ilamına aykırı olarak taşınmazın tamamının tesciline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmeye konu edilen taşınmazın paylı olması nedeniyle, davadaki fesih talebinin incelenebilmesi için, TMK'nın 692. maddesi gereğince, taşınmazda yapılacak inşaatla ilgili sözleşme yapan tüm paydaşların, zorunlu dava arkadaşı olarak davada taraf olarak yer almalarının gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.