Sözleşmenin imzalanmasından sonra idare ile yüklenici arasında özel hukuk ilişkisi doğmuş olacağından ve buna ilişkin uyuşmazlık adli yargı mahkemelerinde çözümleneceğinden iptal kararının taraflar arasında imzalanmış sözleşme hükümlerini değiştirmiş sayılması gerektiği ve adliye mahkemelerinin de buna uygun işlem yapmak zorunda olduğu gibi bir sonuç ortaya çıkarılamayacağı; aksine bir kabul yargı yolu kurallarına aykırı olduğu kadar Borçlar Hukuku düzenlemelerine, tarafların sözleşme ile bağlılığı ilkesine de aykırı bir sonuç olacağı-
Matbu kefalet sözleşmesinde, "müteselsil" ibaresinin, boşluğa kefilin kendi el yazısı ile yazılmış olması halinde, gerçek kişinin asıl borçlunun borcuna müteselsil kefalette bulunduğu kabul edilebilir mi?
Dava konusu kredi sözleşmesinin mülga 818 sayılı Yasa'nın yürürlükte olduğu tarihte düzenlendiği ve kredinin de o zaman verildiği bu nedenle 6101 sayılı Kanun'un 4. maddesinin ve buna bağlı olarak TBK'nın 25. maddesinin uyuşmazlıkta uygulanmasının mümkün olmadığı- Yürürlük Kanunu'nun 1. maddesi hükmüne göre de olayda temerrüt, sona erme ve tasfiye söz konusu olmadığı ve salt genel işlem şartlarına aykırılığın kamu düzeni ve genel ahlak kapsamında bulunmadığı-Mahkemece genel işlem şartı nedeniyle yetki itirazının reddinin doğru olmadığı-
İtirazın iptali davası-
Uyuşmazlığın; davalı şirket nezdinde 19.08.2005-06.02.2014 tarihleri arasında yedi dönem fasılalı olarak çalışan davacının 19.08.2005-21.11.2005; 20.10.2007-11.11.2008 ve 17.03.2013-06.02.2014 tarihleri arasında Rusya’da geçen çalışmaları dönemlerine ilişkin 17.08.2005, 18.10.2007 ve 18.03.2013 tarihli iş sözleşmelerinin ilgili hükümleri kapsamında Rusya Hukukunun uygulanması konusunda 5718 sayılı Kanun’un 27 nci maddesinin birinci fıkrasına uygun ve geçerli bir hukuk seçimi yapıp yapmadıkları ayrıca bu dönemlerde Rusya Hukukunun mutad işyeri hukuku olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre Rusya Hukukunun mu yoksa sözleşmelerde öngörülen hukuk seçiminin geçerli olmadığı ve daha sıkı ilişkili hukukun Türk Hukuku olduğu kabulüne göre Türk Hukukunun mu uygulanması gerektiği noktasında toplandığı-
Davalıya verilen kredi kartından kaynaklanan uyuşmazlıkta davalının kredi kartı borcunu ödemediği ve taksitlendirme talep etmesi üzerine borcunun 36 ay taksitlendirildiği bilinerek, davalı taksitlendirmeye uymamış ve taksitlendirilmiş borcu ödememiş olduğundan hesabın kat edildiği, bu durumda uygulanacak Yasa' nın 5464 sayılı yasa olup, 6502 sayılı Yasa ve 6098 sayılı T.B.K..'nun temerrüde yönelik 88 ve 120.maddelerinin uygulanma yerinin bulunmadığı-
Davacıdan tahsil edilen kredi tahsis ücreti, akdi faiz, faizin % 5 BSMV'si, erken ödeme komisyonu % 5 BSMV'si, evrak masrafı ücretlerinin Emsal Banka Uygulamalarıyla orantılı olduğu, bu kesintiler ile ilgili mevzuata aykırılık bulunmadığı, dava konusu kredinin ticari kredi olduğu, TBK'nın 20-25. madde hükümlerine ilişkin genel işlem koşullarına aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın isabetli olduğu-
Tahkim davası-
Tazminat davası-
Davalı, dava dışı V. K. ile davacı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesine kefalet etmiş olup, bu sözleşme kapsamında kredi borçlusuna verilen çek karnesi uyarınca kredi borçlusunun keşide ettiği ve karşılıksız çıkan her bir çek yaprağı için 3167 sayılı Çek Kanunu gereğince zorunlu karşılıkları banka kredi kullandırmak suretiyle ödemiş olduğundan, banka alacağının kredi alacağına dönüştüğü ve kefilin kefalet limiti kapsamında bu borçtan sorumlu olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.