Bir tarafça haksız şekilde feshedildiği ileri sürülen sözleşmenin aynen ifasının diğer tarafça istenildiği hallerde, Borçlar Kanunu’nun 73/1 ve HUMK.nun 10. maddelerinin uygulama alanı bulacağı, eş söyleyişle, hem sözleşmenin aynen ifasının ve hem de o sözleşmeden kaynaklanıp alacaklının ikametgahında ödenmesi gereken bir alacağın ödetilmesinin istenildiği bir davanın, B.K.nun 73. ve HUMK.nun 10. maddelerine dayalı olarak, davaya konu sözleşmenin ifa edileceği (ve o sözleşme uyarınca alacağın ödenmesi gereken, alacaklının ikametgahının bulunduğu) yer mahkemesinde açılabileceği, zira, sözleşmenin aynen ifasının istenildiği bir davanın, sözleşmeden kaynaklanan bir dava olduğu-
Avukatın, hem davalı hem de davacı tarafta yer alarak menfaat çatışması olan kişilerin vekilliğini yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının, eşi olan davalı muristen ............ Noterliğinin .......tarih, ............. yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazla ilgili olarak talep hakkının bulunduğu, mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davacının miras payı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- HMK m.297/2 hükmü gereği hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, mahkemece, davalı mirasçıları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava ve ıslah dilekçesinde, bedelin faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemi bulunmasına rağmen, mahkemece, faiz hususunda hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlu, takibe itiraz dilekçesinde ve yargılama sırasında sunduğu cevap dilekçesinde, yetki itirazı yanında, borcun ödendiğini iddia ettiğine, diğer bir ifade ile akdi ilişki borçlu tarafından kabul edildiğine göre, BK.nun 73. maddesinin uygulanması gerekeceğinden alacaklının, ödeme zamanındaki yerleşim yerindeki icra müdürlüğünde takip yapabileceği; dolayasıyla, alacaklı şirketin yerleşim yeri olan Antalya İcra Müdürlüğünde takibe başlamasında yasaya uymayan bir yön olmadığı-
Davalı kooperatif lehine keşide edilen çek nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin davada, çek ve protokol davalı kooperatif yönünden bağlayıcılık taşımıyor ise de, davacılar tarafından kooperatif lehine ve kooperatif işlemlerinin teminatı olarak keşide edilen çek nedeniyle, davalı kooperatifin sadece arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca arsa sahibine ödemesi gereken tazminat tutarı kadar ve vekaletsiz iş görme hükümleri uyarınca davacıya karşı sorumlu olacağının kabulü gerektiği Mahkemece, mahallinde keşif ve inceleme yapılarak, yüklenici kooperatifin dava dışı arsa sahibine karşı sorumlu olduğu, protokol ile teminat altına alınmış, tazminat tutarı tespit edilip, bu tutar nispetinde davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının ikamet ettiği yerin BK’nun 73. (TBK m.89) maddesi uyarınca yetkili olup olmadığının belirlenebilmesi için, öncelikle borçlunun bu itirazı incelenerek, taraflar arasında akdi ilişki olup olmadığının ve icra takibinin gerçekte bir para alacağına dayalı olup olmadığının belirlenmesi gerektiği-
Ödeme emrine itiraz dilekçesinde icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmediğinden icra müdürlüğünün yetkisi kesinlemiş olduğu- Davalı vekili, süresi içerisinde vermiş olduğu cevap dilekçesinde ise, mahkemenin yetkisine itiraz ettiğinden, HMK. mad. 10 ve TBK. mad. 89. gereğince sözleşmeden kaynaklı davalarda ifa yeri mahkemesinin de yetkili olduğu- Yetkisiz icra dairesinde takibin yapıldığı ve itirazın iptali davasında dava şartının bulunmadığından bahisle davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olduğu-
Muteriz borçlu vekilinin ihtiyati hacze itiraz tarihinin 07.03.2016 tarihi olduğu ve alacaklının feragatinin daha sonraki bir tarihte gerçekleştiği gözönüne alınarak; ihtiyati hacizden ve takipten feragat nedeniyle itirazın İİK’nın 265. maddesinde sayılan nedenlere dayalı olup olmadığı tartışılmaksızın muteriz borçlu hakkındaki ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Alacağın temliki sözleşmesinin icra olunacağı yer yazılı olmadığından ve akdi ilişki de borçlu tarafından reddedilmediğinden, TBK. mad. 89/1 ve HMK. mad. 10 gereğince, alacaklının, para borcu için kendi ikametgâhında takip başlatabileceği-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmede yapılan yetki anlaşması uyarınca yetkili kılınan icra mahkemesi ve dairesinin uygulanması, sözleşmeden sonra yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK'nun somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı-
"Taşra teşkilatı ile eczane arasında imzalanan sözleşmelerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda sözleşmeyi yapan taşra teşkilatının bulunduğu yer mahkemesi yetkilidir.” şeklindeki düzenlemenin geçerli bir yetki sözleşmesi olmadığı- HMK. mad. 10 uyarınca, haksız cezai işlemin tespitine ilişkin davanın sözleşmenin ifa yerinde açılabileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.