"İhaleye fesat karıştırıldığı" iddiası ile yapılan itirazların, gerçek deliller yerine soyut beyanlarla yapılması durumunda, reddine karar verilmesi gerekeceği-
İ. sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu ve koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesi gerektiği- İ.lı işleme dayalı davanın şekle bağlı olmayan yazılı delille ispatı gerektiği- Borç ilişkisinin kaynağının davacının ve davalının imzasını taşıyan "sözleşme'' başlıklı belgeye dayandırdığı, inançlı işlem olgusunun varlığının imzası inkar edilmeyen bu belge ile sabit olduğu ve davalı tarafından ibraz edilen dekonta göre ödeme yapılarak kredi borcunun kapatıldığı anlaşılmakla ve TBK. mad. 97 uyarınca, kendi edimini yerine getirmeyen, karşı edimin ifasını isteyemeyeceğinden, davalı tarafından bankadan çekilen kredi için dava dışı kişi tarafından yapılan geri ödemelerin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve kalan kısım açıkça saptanarak mahkeme veznesine depo etmeleri için davacılara önel verilmesi, depo ettikleri takdirde sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Taleple bağlı kalınarak ilk kayıt maliki olan davacı için tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken diğer davacı adına tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının da isabetsiz olduğu-
Bir kimsenin önalım hakkından sözedilebilmesi için o kişinin davaya konu payın satıldığı tarihte taşınmazda paydaş olması gerekeceği–
Şikayetçi borçlu şirkete satış ilanının "tebliğ evrakı adreste işyeri yetkilisi olduğunu beyan eden ehil ve reşit olan ................ imzasına tebliğ edildi" şerhi ile 13.12.2021 tarihinde tebliğ edildiği görülmüş olup, Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere ............. Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarına göre satış ilanı tebliğ tarihi itibariyle borçlu şirket yetkilisinin adı geçen kişi olmadığı, borçlu şirket yetkilinin hangi sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak durumda olup olmadığı tespit edilmediğinden satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğu-
Kural olarak, harici satım sözleşmesi kapsamında, bir kimsenin taşınmazın rayiç değerini değil, sözleşme bedelinin denkleştirici adalet ilkesi kuralına göre dava tarihine uyarlanan karşılığını isteyebileceği; bu bedelin, ancak sözleşmede taşınmazı kendisine satan kimseden (vefat etmiş ise mirasçılarından) talep edebilecek olup, davalı Köy Tüzel Kişiliği yönünden, davalının pasif taraf sıfatı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhalesi yapılan taşınmazın muhammen değerinin %100 'ü ya da daha üzerinde bir bedel ile ihalesinin gerçekleştirilmesi durumda, zarar koşulunun oluşmadığı kabul edilmekte ve bu durumda ihalenin feshi isteminin zarar koşulunun oluşmadığı ve hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, işin esasına girilmemesi nedeniyle de davacı borçlu taraf aleyhine para cezasına hükmedilmemesinin yerinde olduğu-
Alıcıya ihale edilen taşınmaz bir üçüncü kişi tarafından işgal edilmekte ise, "ihalenin kesinleşmesi üzerine" alıcının, icra dairesine başvurarak üçüncü kişinin taşınmazdan çıkarılmasını isteyebileceği- Davacının yer teslimine yönelik bir talebi bulunmadığı gibi taşınmazın işgal edildiğine dair de bir iddiası bulunmadığından, davacının taşınmazı kiraya vermesinde de bir engel olmadığı ve kira kaybına yönelik zararı bulunduğundan da bahsedilemeyeceği- İİK. mad. 5  gereğince, icra memurunun bir kusuru bulunmuyor ise Adalet Bakanlığı’nın da bir sorumluluğunun olmadığının kabul edileceği-
Mahkemece şikayetin mahiyetine göre usulüne uygun olarak duruşma açılıp, Katma Değer Vergisi Kanunu'ndaki yasal düzenlemeler gözetilerek, ihalesi yapılan menkul malların katma değer vergisine esas niteliğinin ve fiili durumunun belirlenmesi, öte yandan, ihale konusu menkul mallar hakkında uygulanacak katma değer vergisi oranının ilgili kurumlardan sorulması, gerektiğinde araç üzerinde keşif yapılarak aracın fiili durumu konusunda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın düşük değerle satışa çıkarılmış olmasının borçlu yararına sonuç doğuracağı—
Taşınmaz açık artırma ilanında taşınmazın imar durumunun yazılmadığına yönelik iddia, satışa hazırlık işlemine ilişkin şikayet niteliğinde olup, satış ilanın tebliği usulsüzlüğü iddiası da olmadığı göz önünde bulundurularak yasal 7 günlük sürede bu işlem şikayet konusu yapılmadığından, süresinde şikayet edilmeyen satış öncesi işlem kesinleştiğinden, artık bu hususa dayalı olarak ihalenin feshinin istenemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.