HMK. 177 uyarınca ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği; Karşı tarafın duruşmada hazır değilse veya ıslah talebi duruşma dışında yapılıyorsa, bu yazılı talep veya tutanak örneği, haber vermek amacıyla karşı tarafa bildirileceği; Fakat dosya içerisinde davacının sunduğu ıslah dilekçesinin tebliğine dair belgeye rastlanmadığı; Karşı tarafın ıslah edilen miktara yönelik savunma hakkının kısıtlanarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, her ne kadar Dairemizin bozma ilamına uyulmuş ise de; 22.07.2020 yürürlük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK’nın 177/2. maddesi ile Yargıtay’ın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir işlem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılmasının mümkün hale getirildiği, sonradan aynı hususta bir kanun çıkarılmış olmasının usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu, usule ilişkin kanun değişikliğinin derdest davalara da uygulanması gerektiği, mahkemece verilen nihai karardan sonra değişiklik yapılmış olsa dahi, bu değişikliğin uygulanmasında zorunluluk bulunduğu Yargıtay kararlarıyla açıklandığı, açıklanan tüm bu nedenlerle mahkemece ıslahla arttırılan talebin de değerlendirilerek, sonucuna uygun karar verilmesi gerekeceği-
Medeni Yasa'nın yürürlüğünden önce tapu idaresi dışında yapılan, alımsatımlarla el değiştiren taşınmaz malların, hukuksal değerini yitiren tapu kayıtlarını temizlemek amacını güden 1515 sayılı yasadaki hüküm idari olmayıp hukuki olduğundan, mahkemeye başvurarak dava veya defi olarak ileri sürebilmek için önce yönetim yerlerine başvurmak zorunluğu olmadığı-
6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe giren ilk halinde usuli kazanılmış hakka yer verilmemişse de bu ilkenin uygulanması, Yargıtay’ın içtihatları ile HMK’nın 177/2. maddesine 22.07.2020 tarih ve 7251 sayılı Kanun'un 18. maddesi ile yapılan ek düzenlemeye kadar devam etmiştir. ...Bozma ilâmına uyulduğuna göre bozmada belirtilen hususlar lehine olan taraf için usulü kazanılmış hak oluşturacağından mahkemece hükmüne uyulan bozma ilâmı uyarınca inceleme ve araştırma yapılması ve karar verilmesi zorunludur. Eldeki davada ise bozma ilâmına göre taraf teşkili tamamlanmadan hüküm kurulmuştur. Mahkemece; sözleşmede imzası bulunan dava dışı arsa sahiplerinin sözleşmeden doğan şahsi haklarını BK'nın 163. maddesi hükmüne uygun olarak temlik edip etmedikleri sorularak, temlik etmişlerse temlik belgelerini sunmak üzere süre verilmesi, temlik belgelerinin sunulması halinde temlik alanların davada yer alması gerektiğinin, temlik eden bu şahısların davada taraf olmaları gerekmediğinin gözetilmesi, temlik belgelerinin sunulmaması halinde dava dışı arsa sahibinin ve paylarını devretmedikleri anlaşılan dava dışı arsa sahiplerinin davaya muvafakatlarının usulünce sağlanması gerekir.
Davacı hakkında yapılan disiplin tahkikatı sonunda davalının iddialarının bir kısmının şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuştuğu kabul edilerek disiplin cezası uygulanmasının teklif edilmesi nazara alındığından, davalının, davacıyı zarara uğratma kastıyla hareket etmediği ve Anayasal şikayet ve dilekçe hakkını kullandığı-
El atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Davalı vekilinin zamanaşımı savunmasını içermeyen ve yasal süresi geçtikten sonra verildiğinden hiç verilmemiş kabul edilen (davayı inkar etmiş sayılan) cevap dilekçesi sunduğu, davacının işçilik alacaklarını miktar itibarıyla artırmak suretiyle ıslah etmesi üzerine bu ıslah işlemine karşı da davalı vekilince süresi içinde ibraz edilmeyen ancak cevap dilekçesinin zamanaşımı defi yönünden HMK. mad. 176 maddesi gereği ıslah edildiğini belirten dilekçe verildiği, ancak bu dilekçeye karşı davacı vekilince açıkça itiraz edildiği görüldüğünden, yasal süresi geçtikten sonra verilen ve davacı tarafın itirazı ile karşılaştığı için hiç verilmemiş sayılan cevap dilekçesinde ıslahı suretiyle zamanaşımı def'inin ileri sürülemeyeceği-
Davanın, BK’nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olup yazılı yargılama usulüne tabi olduğu, davacıya borcun doğumunun işlem tarihinden önce doğduğunu ispat imkanı verilmeden yazılı şekilde karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-
Davacının, dava dilekçesinde tespit dosyasında bulunan ve eşyaların değerini belirleyen bilirkişi raporuna dayandığı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmadığından talebini raporda yer alan bedeller ile sınırladığı ve bu miktarların davacıyı bağlayacağı, mahkemece, ıslah dilekçesi ile artırılan miktara göre karar verildiğinden talebin aşıldığı, davacı, dava dilekçesi ile faiz talep etmediğinden hükmedilen alacağa faiz işletilmesinin isabetli olmadığı, mahkemece, dava dilekçesinde yer almayan , ıslah dilekçesi ile istenilen faiz talebinin de reddi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.