Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği somut olayda, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi karşısında, grafoloji konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu belirten 09.12.2019 tarihli raporun hükme esas alıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre imzaya itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Alacaklının, takip konusu yaptığı «alacak aslı»na -icra memurunca hesaplanması gereken- «vekalet ücreti»ni de ayrıca hesaplayıp «asıl alacak» ile birlikte, borçludan isteyemeyeceği—
Alacaklının kira alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli başlattığı ilamsız icra takibinde -05.07.2014 tarihli 900,00TL, 05.08.2014 tarihli 900,00TL ile ekli kira sözleşmesi içeriğine göre bakiye kalan 1.456,00TL- kira alacağının ve borçlunun tahliyesinin talep ettiği, borçlunun ödeme emrine itiraz etmediği, alacaklı vekilinin icra mahkemesine başvurarak borçlunun 1800 TL ödediğini, bakiye kalan kira alacağının ödemediğini ve borçlunun temerrüde düştüğünü ileri sürerek kiralanandan tahliyesini talep ettiği uyuşmazlıkta, borçlu kiracının, süresi içinde ödeme emrine itiraz etmediği için, ödeme emri ile istenen kira borcu kesinleştiğinden, İİK. 269/a uyarınca, icra mahkemesince 30 günlük ihtar müddeti içinde takipte kesinleşen kira borcunun ödenip ödenmediğinin incelenmesi gerektiği- "Borçlu ödeme emrine itiraz etmese bile, icra mahkemesinde ödeme emri tebliğinden önceki ödemeleri ileri sürebileceği, icra mahkemesinin ihtarın haklı olup olmadığını inceleyebileceği, bu nedenle ödeme emri tebliğinden önce kira borcunun ödenip ödenmediğinin araştırılması gerektiği" gerekçesiyle direnme kararının ilave gerekçeler ile bozulması gerektiği şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Duruşma tutanaklarının aksi ancak aynı kuvvette başka bir belge ile ispat edilebileceği-Mahkemece duruşmaya katılan tarafların yokluğunda resen tutulan 11.03.2009 tarihli tutanağın ise bu niteliğe haiz bir belge olmadığından duruşmanın 09.03.2009 tarihinde yapıldığının kabulü gerekeceği- Bu suretle 01.04.2009 tarihli tutanağa istinaden verilen işlemden kaldırma kararının da usulüne uygun olmayıp yok hükmünde olduğu- Mevcut bu durumda; 02.12.2008 ve 06.10.2009 tarihli duruşmalarda verilen dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına ilişkin kararlar doğru ve HUMK'nın 409/1. maddesine uygun ise de; davanın üç kez takipsiz bırakıldığının kabulünün mümkün olmadığı- Davacı tarafından dosya 02.12.2008 tarihli ilk yenilemeden sonra bir kez 06.10.2009 tarihinde takipsiz bırakılmış olup bu nedenle de davacı vekilinin 06.10.2009 tarihli yenileme dilekçesi kabul edilerek taraflara duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliği ile duruşmaya devam edilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davalarında takip borçlusu yasal hasım konumunda olduğundan, davalı olarak gösterilmese de karşı dava dilekçesi ekli duruşma gün ve saatini gösterir uyarılı davetiye ile duruşmaya davet edilip savunmasını yaparak delillerini sunabilme olanağının kendisine tanınması, bundan sonra toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- İstihkak davalarında dava değerinin, hacizli malın değeri ile alacak miktarından hangisi az ise ona göre belirleneceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 01.03.2000-31.12.2009 tarihleri arasında davalılar nezdinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti istemi ilişkin eldeki davada mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli olup olmadığı-
Hakimin, tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağına karar vereceği, iş bu kararın taraflar yönünden usulü kazanılmış hakların doğumunu sağlayacak nitelikte olup, tarafları ve mahkemeyi bağlayacağı, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda işlem yapmak gerekeceği-
Tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkin davada; taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan kişilerin de duruşmaya çağrılarak talep konusu taşınmazlarda mülkiyet hak ve iddialarının bulunup bulunmadığının kendilerinden sorulacağı, deliller toplandıktan sonra karar verilmesi gerekeceği-
Keşide tarihindeki kooperatif yönetim kurulunu oluşturan üç kişiden kooperatifi ilzam edecek en az iki imza olması gerektiği halde, kooperatifin yönetim kurulu üyelerinden ikisinin "imza benim değil" şeklindeki beyanları yeterli görülerek bilirkişi incelemesi yaptırılmadan menfi tespit davanın kabulüne karar verilemeyeceği, mahkemece grafolojik inceleme yaptırılması gerektiği-
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesi kapsamındaki nüfus kayıtlarında düzeltme istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.