Yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hiç bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman için açılacağı; Bunun istisnalarından birisinin ise, miras bırakanın kadastro tespitinden önce ölmesi hali olduğu- Kadastro tespit tarihinden önceki sebebe dayalı olarak tespit tutanağının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık süre geçmiş ise, açılan davanın dinlenemeyeceği- Çekişmeye konu taşınmazların tedavüllü tapu kayıtları, kadastro tutanakları ile kadastro tutanaklarına dayanak belgelerin getirtilmeden dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlettirilmesi, alınan raporunda kayıtlarla denetiminin yapılmadan  bilirkişi raporu doğrultusunda  sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-  Tüm mirasçılar ile çekişme konusu taşınmazların dava dışı paydaşlarının davada taraf olarak yeralıp almadıklarının denetlenerek, taraf olarak yeralmayan mirasçılar ile paydaşların davada taraf olarak yer almalarının sağlanması gerekeceği- Taraf teşkili sağlandıktan sonra eksiğin tamamlanması yolu ile getirtilen kayıtlarda gözetilerek dava konusu taşınmazların kadastro tutanakları, kadastro tutanaklarına dayanak belgeler (revizyon gören tapu kayıtları, veraset ilamı, mahkeme kararı vs.) ile tedavüllü tapu kayıtlarının eksiksiz evrak arasına alınması sağlandıktan sonra dosyanın konusunda uzman teknik bilirkişiye tevdi edilerek çekişme konusu yapılan hususlarda denetime elverişli rapor alınarak karar verilmesi gerekeceği-
Konkordato talep eden borçlu şirket yetkilisi mahkemeye çağrılarak dinlenmeden karar verilemeyeceği-
Mahkemenin yeni bir delile dayanarak ve gerekçesini değiştirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemeyeceği- Bozma kararından sonra yapılan yargılamada, bozma ilamına uyulmakla birlikte, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmış ve yine bozma öncesi gibi iflasın ertelenmesine ilişkin kararda bu bilirkişi raporu değerlendirilerek, gerekçe yapılmış olduğundan,  yeni delile dayalı, yeni hükme yönelik itirazların özel dairece incelenmesi gerektiği-
Yerel Mahkemenin(I) ve (II) bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün her iki bölümü de direnme niteliği taşımayıp, yeni hüküm niteliğinde olmakla bu hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Özel Daire’ye gönderilmesinin gerekeceği-
Bir dava, davanın temeli olan uyuşmazlık konusu olayın meydana geldiği değil, uyuşmazlığın yargı önüne getirildiği tarihteki yargılama kurallarına tabi olacağından yargılama sırasında yargılama kuralları değişirse, o noktadan itibaren kural olarak yeni kuralların ve yeni usul hükümlerinin ne zaman yürürlüğe gireceği kanunda açık olarak düzenlenmişse, bu düzenlemeye göre yeni usul kurallarının zaman bakımından uygulanacağı-
Projesinde, "konkordatodan etkilenen adi alacaklıların, adi alacaklarının ana para kısmı hariç faiz ve diğer bütün ferilerinden feragat etmiş sayılmalarına" yer verilen konkordatonun 'tenzilat konkordatosu' örneği olduğu- İİK 308/c-III uyarınca, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacaklarının tasdik edilen konkordatodan etkilenmediği de dikkate alındığında, adi alacaklıların faiz gibi bir kısım alacaklarında tenzilat yapılması, tasdik edilen konkordato projesinde alacaklılar arasında eşitlik ilkesine aykırı bir durum oluşturmadığı- Talep eden şirketin faaliyetlerine, adi ve rehinli alacaklılarla yaptığı anlaşmalar uyarınca ödemelerine devam ettiği, kefil olduğu grup şirketlerinin de ayrıca konkordato talep ettiği, konkordato projelerinin tasdik edildiği, bu şirketlerin de ödemelerine devam ettiği anlaşılmakla, "tasdik edilen projenin eşitlik ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle "konkordato tasdik talebinin reddiyle talep eden şirketin iflâsına karar verilmesinin" yerinde olmadığı-
Takip konusu bonoda “tanzim yeri” bulunmadığı gibi, senedi tanzim edinin ad ve soyadı yanında yazılı bir “yer adı”da bulunmadığından, takip konusu senet “bono” sayılmayacağından, bu durumda icra mahkemesince “takibin iptaline” karar verilmesi gerekeceği-
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir...
Tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı, defterlerini usulünce tasdik ettirmeyen tacirin bu defterleri lehine delil olarak kullanamayacağı, ancak kanuna uygun tutulmayan ticari defterlerin içeriğinin sahibi aleyhine delil sayılacağı, davacı tarafından davalıya kesilen ürün faturalarının davalının defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı ürün bedellerinin verilen çekler ile ödendiğini ifade etmiş ise de, buna ilişkin bir delil sunmadığı, bu nedenle incelenen ticari defterlere göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, İcra Müdürlüğü’nün dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın üzerinden iptaline bu miktara takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı aleyhine % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verileceği-
Tebliğ tutanağında, tebliğ yapılan kişinin muhatabın «aile fertleri»nden veya «hizmetçi»lerinden birisi olduğunun açıklanmamış olması halinde, tebligatın usulsüz sayılacağı–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.