Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunan üçüncü kişi hakkında -İİK. 89/IV ve 338 uyarınca- icra mahkemesinde hem tazminat hem de cezalandırma isteğiyle açılan davaya "ceza hakimi sıfatıyla" bakılması gerekeceği–
İcra mahkemesine yapılan başvurunun, İİK'nun l69/a ve 170 maddelerine dayalı borca ve imzaya itiraz olduğu; itiraz, Medeni Usul Hukuku anlamında bir dava olmayıp, hasmın yanlış gösterilmesi veya hiç gösterilmemiş olmasının, istemin bu nedenle reddini gerektirmeyeceği, itirazın, doğru hasma yöneltilerek sonuçlandırılması gerekeceği-
İtirazın iptali ve tahliye istemlerine-
Borçlu, "senet üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını" alacaklı ise; "borçlunun imza incelemesine esas olacak imza örneklerinin bulunduğu resmi ve özel mercileri" beyan etmiş ve bunun üzerine, mahkemece, borçluya ait mukayeseye esas imzaların bulunduğu belgeler celbedilmiş olduğundan, öncelikle, ilgili yerlerden getirtilen ve dosya kapsamına bulunan borçluya ait karşılaştırma yapmaya elverişli imzaların esas alınması suretiyle usulünce bilirkişi incelemesi yaptırılması, bilirkişi tarafından dosyaya celbedilen imza örneklerinin rapor tanzimine yeterli görülmediğinin belirtilmesi durumunda ise, borçluya İİK. mad. 68a/5 uyarınca meşruhatlı davetiye tebliğ edilerek, geldiğinde, imza ve yazı örnekleri alınıp bilirkişi incelemesi yaptırılmak sureti ile sonuca gidilmesi gerekirken, mahkemece bu usule uyulmadan doğrudan borçluya meşruhatlı davetiye gönderilerek gelmediğinden bahisle istemin reddi isabetsiz olduğu-
İpoteğin fekki için, ipoteğin, tarafların özgür iradeleri sonucu konulmuş olması, ipotek bedelinin fer'ileri ile birlikte icra müdürlüğüne ödenmesi ve alacaklının da parayı almaktan makbul bir sebep ileri sürmeksizin kaçınmış olması gerekeceği-
İmza inkârında bulunan ve takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresi içinde ödeme emri tebliğ edilen borçlunun, itirazın kaldırılması için başvurulan icra mahkemesindeki ilk duruşmada, takibin yapıldığı icra dairesinin yetki çevresi dışında ödeme emri tebliğ edilmiş olan borçlunun da, istinabe olunan icra mahkemesindeki ilk duruşmada, ihtarlı davetiyeye rağmen, mazeretsiz olarak hazır bulunmaması halinde, -ayrıca «inkâr tazminatı» ve «para cezası»na hükmedilmeksizin- sadece «itirazın geçici olarak kaldırılmasına» karar verileceği–
Dava, ortaklığın giderilmesi davasında davanın kabulüne dair verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istemine ilişkindir.Davacı vekili; ... parselde muris N. D. adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile davacı K. C. D. adına tesciline karar verildiğini ancak tapu kayıt maliki N. D. mirasçılarından D.’ye dava dilekçesi ve gerekçeli kararın usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürerek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.Mahkemece dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip, savunma ve delilleri toplandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken usulüne uygun taraf teşkili sağlanmadan adı geçenin savunma ve hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş,bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
Kira alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın kaldırılması, tahliye istemine ilişkin davada İİK. mad. 269/d’nin göndermesi ile İİK. mad. 70’in de uygulanmasının gerektiği ve bu madde gereğince icra mahkemesinin itirazın kaldırılması hakkındaki talep üzerine iki tarafı davet ettikten sonra 18. madde hükmüne göre karar vereceğinin düzenlendiği, yargılamanın tahkikat duruşması açılmadan yapılmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
12. HD. 17.10.2023 T. E: 7419, K: 6270
Savunma hakkını güvence altına alan T.C. Anayasası’nın 36. maddesi ile 6100 sayılı HMK'nun 27. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, mahkemece taraf, dinlenmek ve savunması alınmak üzere kanuni şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesinin mümkün bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.